Veli Ağbaba ile ilgili bazı durumları biraz daha açık yazalım.
Seçim analizlerinde CHP’yi analiz ederken “Veli Ağbaba’ya rağmen sözünü açacağım” demiştim çünkü başlığım Veli Ağbaba’ya rağmen CHP’ydi.
Bazı durumları biraz daha açık yazalım çünkü anlamadığımızı düşünen CHP’liler var.
Seçime 25 gün kala CHP’nin Hekimhan adayı Turan Karadağ, seçim ofisi açılışı için bizzat İYİ Parti’den Cem Parlak’ı ve İYİ Partili birkaç yöneticiyi davet eder.
CHP’nin ittifak ortağı İYİ Partili Cem Parlak ve yöneticiler Hekimhan’a gider.
Veli Ağbaba, İYİ Parti’nin seçim aracını görünce küplere biner “Bunların burada ne işi var” tarzı konuşma yapar yüksek sesle.
Bunu duyan hem CHP’nin Büyükşehir adayı Soner Gökçe hem de bizzat davet eden Hekimhan adayı Turan Karadağ tepki gösterir Veli Ağbaba’ya.
Soner Gökçe’nin seçim otobüsüne geçerler ve tartışma orada da devam eder.
O zaman da yazdım şimdi daha açık yazayım.
Veli Ağbaba ile Soner Gökçe seçim otobüsü içinde tartışmaya devam ederken Soner Gökçe’nin Veli Ağbaba’ya yumruk attığı iddiaları konuşulur o günün ertesinde.
Bunu bizzat Soner Gökçe’nin söylediğini hem CHP’li hem de İYİ Partililerden duydum.
Şimdi bu olayı nasıl yalanlamadıklarını maddeler halinde belirginleştirelim.
VARAN 1
Olaydan bir gün sonra İYİ Parti Yeşilyurt Belediye Başkan adayı Cem Parlak basına bir açıklama gönderiyor.
Aynen şu cümleleri kuruyor:
“Millet İttifakı, Ağbaba’nın umurunda değil. Ama Veli Ağbaba’nın bu saygısızca hareketinden dolayı tepki gösteren CHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Soner Gökçe’ye teşekkür ederim”
Bu açıklamadan sonra Veli Ağbaba ve CHP yalanlama getirmiyor. Açıklama dahi yapmıyorlar.
VARAN 2
Cem Parlak’ın bu açıklamasından sonra ben “Veli Ağbaba siyaseti bırakmalıdır” diye yazı yazıyorum.
CHP’e tarafından olayı yalanlayan tek bir telefon veya bir açıklama yok! Sadece Veli Ağbaba’nın danışmanı beni arıyor ama olayı yalanlamıyor. Veli Ağbaba niye siyaseti bıraksın, diyor ve Soner Gökçe ile ilgili konuşuyoruz telefonda. Özel diye yazamıyorum burada.
(Veli Ağbaba siyaseti bırakmalıdır! yazısı)
VARAN 3
Benim yazımdan üç gün sonra Veli Ağbaba Malatya Gazeteciler ve Televizyoncular Cemiyeti’ni (MGTC) ziyaret ediyor.
Soner Gökçe ile tartıştığınız doğru mudur, diye soruyor bir gazeteci…
Veli Ağbaba aynen şunları söylüyor:
“Kendi içimizde zaman zaman kavgalarda olur, mutluluklar da. Bunları basının önünde tartışmak doğru değil”
Olayı yalanlamamakla beraber olayın basın önünde tartışmak doğru değil, derken aslında Soner Gökçe’ye gönderme yapıyor.
VARAN 4
Veli Ağbaba’nın yalanlamadığı cevaptan bir hafta sonra CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Malatya’yı ziyaret ediyor.
Hekimhan’da Soner Gökçe’nin seçim otobüsü üzerinde Hekimhanlılara konuşurken aynen şu cümleyi kuruyor Kılıçdaroğlu:
“İYİ Parti ile bir demokrasi ittifakı kurduk. Demokrasi için mücadele ediyoruz. Siyaset bir hizmet yarışıdır, kavga alanı değildir."
Hekimhan’da İYİ Parti adayı yok, İYİ Parti CHP’ye destek veriyor.
“Siyaset kavga alanı değildir” derken sizce kime söylüyor Hekimhan’da?
Bu detayları niye yazdım biliyor musunuz?
Bu kavga olaylarından 3-5 gün sonra İstanbul Üniversitesi eski Rektörü ve her Malatyalının tanıdığı Malatya sevdalısı Prof. Mesut Parlak ile bir röportaj yaptım.
(Ağbaba CHP için artık bir tehlikedir, başlıklı röportaj)
Röportajın bir bölümü Veli Ağbaba ve CHP ile ilgiliydi.
Sıcak konular vardı ve ben de Mesut Hoca’ya sordum bu olayları.
Açık bir şekilde fikrini beyan etti ve sonrasında Sözcü gazetesinin internet sitesinde “Malatya’da neler oluyor?” başlıklı bir yazı yazdı.
(Malatya'da neler oluyor, yazısı)
Veli Ağbaba’yı eleştirdiği yazısında Hekimhan’da yaşanan olayı da aktardı köşesinde Mesut Parlak.
Silsile halinde Hekimhan’daki tartışmalı olayı kabul eden CHP ve Malatya CHP’si, Mesut Parlak Sözcü’de yazınca tedirgin oldu Veli Ağbaba.
Önce danışmanı aracılığıyla, Kayısı Haber’de Prof. Mesut Parlak ile yapmış olduğum röportajdan dolayı “mahkemeye vereceğiz” refleksini gösterdiler. Her tarafa “mahkemeye veriyoruz” dediler.
Sonra bi hayli düşünmüş olmalılar ki Mesut Hocamızın Sözcü’deki yazısından üç gün sonra Sözcü gazetesine bir cevap yolladılar.
Üç gün hazırlanıp bu kadar kötü bir metin hazırlamak başarı olsa gerek!
Her ortamda CHP’li olduğunu rahatlıkla dile getiren ve Mesut Parlak’ı tanımayanların dahi CHP’li dediği bir ortamda, 1968 doğumlu Veli Ağbaba, 1940 doğumlu Mesut Parlak’a “CHP’li değil” dedi.
Ve en önemlisi silsile şeklinde Hekimhan’daki kavga olayını yalanlamazlarken Sözcü’deki cevap metninde yalanlıyor!
Aynen şunları dedi Ağbaba:
“Soner Gökçe ile aramızda iddia edildiği gibi bir kavga ise asla yaşanmamıştır. Ancak ısrarla, Büyükşehir Belediye Başkan adayımız ile sorun olduğunu gündeme getirmenin altında art niyet olduğunu tüm Malatyalılar görüyor”
Bu son cümleye kadar açık açık yazdım ki olay iyi anlaşılsın!
Veli Ağbaba bizi herhalde düşük hafızalı zannediyor!
MGTC’yi ziyaretinde “Kendi içimizde zaman zaman kavgalarda olur, mutluluklar da. Bunları basının önünde tartışmak doğru değil” derken mi doğruyu söylüyor yoksa Sözcü’de cevap verirken mi doğruyu söylüyor?
İşte ben bu yüzden söylüyorum;
Veli Ağbaba gerçekten siyaseti bırakmalıdır!
Yerel basına gelince farklı davranacaksın ulusal basında farklı davranacaksın!
“Veli Ağbaba’ya rağmen” sözünün açılımı bu.
İstanbul’da isimsiz (no name) bir aday Binali Yıldırım gibi güçlü bir adaya karşı kazanıyor.
Malatya’da isimsiz bir aday, Veli Ağbaba’nın şaşalı yıllarında dahi alamadığı oyu alıyor!
AK Parti Malatya’da kaynayan kazan misali her ilçesinden farklı sesler çıkmasına rağmen MHP’nin desteği olmasına rağmen Akçadağ’da kaybedebiliyor!
Bu kaynayan Malatya’da sadece Arapgir’i almayı başarı görenler gerçekten siyaseti bırakmalıdır.
Biraz uzattım çünkü Malatya CHP’sinden bazıları bizi aptal yerine koyduğu için biraz daha net yazmak istedim.
Anlamadığımızı zannedenlere;
Anladığımızı anladınız değil mi?