Yarın 10 Ocak…
Gazetecilerin en anlamlı günü…
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla dün akşam Mövenpick Hotel’de Malatya Gazeteciler ve Televizyoncular Cemiyeti (MGTC) öncülüğünde güzel bir organizasyon gerçekleşti.
MGTC Yönetimi olarak düzenlediğimiz gece için sayısız kez toplandık.
Öncelikle bu gecede emeği en azından diğerlerinden daha fazla olduğunu bildiğim Serdar Barut, Didem Barut, Beyza Nur Gül, Taha Ayhan ve Cahit Özçelik’e teşekkür ediyorum. Didem, MGTC yönetiminde olmamasına rağmen Geceden Sorumlu Devlet Bakanı gibiydi. Tebrik ediyorum.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve MGTC Başkanı Mehmet Aydın son bir haftadır hasta olmasına rağmen her detayıyla ilgilendi. Başkanımız Mehmet Aydın’a bu güzel geceye öncülük ettiği için de çok teşekkür ediyorum.
Çoktandır bu kadar samimi ve neşeli bir ortamda bulunmamıştım.
Belki ev sahibi olduğumuz için biraz abarttığımı düşünebilirsiniz ama gecede her şey çok güzeldi.
Malatya’da herkesin sevdiği, mesleğiyle fark yaratan ve yeni imajıyla daha yakışıklı olan Erol Tunç gecede sunuculuk yaptı mesela…
Yitirdiğimiz gazetecilerin sinevizyon gösterimi ile başlayan gecede konuşmalarla devam etti.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı Yılmaz Karaca gecemiz için Malatya’ya gelmişti. Ayrıca TGF Genel Başkan Yardımcısı Necmi Işıksal da bizleri yalnız bırakmadı. Günümüzü beraber kutladık.
Sayın Karaca konuşmasında gazetecilerin sıkıntılarından bahsetti ve bazı rakamlar verdi. Türkiye’de çalışan gazetecilerin ortalama yüzde 60’ı asgari ücret dahi alamıyor, dedi. Türkiye’de bin 800 gazete sayısının 900’lere düştüğünü belirtti.
Tam burada bir detay vereyim.
AK Parti Malatya milletvekili Öznur Çalık, TGF Genel Başkanı Yılmaz Karaca protokol masasında gazetecilerin sorunlarını konuşurken Çalık’ın daveti üzerine ben de dahil oldum bu konuşmaya…
Geçtiğimiz haftalarda Öznur Çalık, Malatya Gazeteciler ve Televizyoncular Cemiyeti’ni ziyaret etmişti.
Bu ziyarette bizler gazetecilerin sıkıntılarından bahsederken Öznur Çalık, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’u arayıp aracı olmuştu. Ve gazetecilerin sıkıntılarını iletmemiz için Fahrettin Altun’dan ileri tarihe bir randevu alınmıştı.
İşte bu konuşmaya şahitlik ettiğim için beni masaya davet etti Çalık.
Kısa bir süre konuştuk ve yakın zamanda MGTC önderliğinde İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile görüşeceğiz.
Hatta TGF Genel Başkanı Yılmaz Karaca konuşmasında Sayın Çalık’a teşekkür etti.
Bu tür gecelerde siyasilerin konuşmalarına dikkat ederim.
Genelde her yıl yılda bir kutlanan çalışan gazeteciler gününde çalışan gazetecilerin karşısında “gazetecilere” gazetecilik dersi verirler maalesef!
Maalesef bu gecede de aynı şey oldu.
Tek tek isim verip davet ettiğimiz siyasileri bu yazıda eleştirmek istemiyorum ama lütfen bu tür gecelerde yapmayın.
Hiçbir mesleki gün kutlamalarında bu tür şeyler yaşanmıyor ama gazetecilerin gününde her siyasi gazetecilerden daha çok “gazetecilik” biliyor!
Bu konuyu başka yazıya bırakıyorum.
***
***
Bu tür organizasyonlarda genelde kim önce gelmiş kim sonra gelmiş gibi çoğu insanın önemsemediği durumları önemserim.
Mesela CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz ilk gelen siyasiydi.
Eşiyle geceye katılan Enver Kiraz’ın bu tür durumlarda daha “insani” halini seviyorum aslında.
MHP Malatya İl Başkanı Mesut Samanlı da aynı şekilde “şatafatı” sevmiyor.
Aslında bu tür gecelerde veya organizasyonlarında yüz metreden “ben geliyorum” diye bağıran iki siyasetçimiz var.
Sayın Gürkan ve Sayın Çalık…
Şatafatı bence seviyorlar.
Hatta bu tür durumlarda en son gelmeyi “başarı” zanneden ya da ne kadar geç gelinirse o kadar iyidir diyen bir zihniyet durumu var maalesef!
Belki “ekipler” düşünüyor bu durumu ama dün gece en son Başkan Selahattin Gürkan geldi.
Otelin giriş kapısında yönetim olarak tek sıra beklerken dayanamadım, birkaç espri yapmak zorunda kaldım.
Herkes geldikten sonra Sayın Gürkan’ı beklerken tek sıra şeklinde…
Gürkan’ın ekibine “Lütfen Başkanımız gelirken heyecanlı bir müzik çalın” dedim. Biraz gülüştük.
Sayın Çalık’a tokalaşmak için yaptığım hamleye “Katar Emiri” esprisi yapması ise çok hoşuma gitti.
Katar Emiri ile tokalaşmayan Çalık, Allah’ın garibi Mahir ile mi tokalaşacak :)
Ama otel kapısında şu diyaloğu yazmam lazım.
Duayen abimiz ve ara ara bu köşede eleştirdiğim Kemal Deniz’in “Hoş bulduk Mahir’im” demesi beni çok sevindirdi.
Hoşgörü bu işte…
Aslında dün gece her siyasi ile fotoğraf çektirmek istedim.
Bazı arkadaşlar şaşırsa da Başkan Gürkan, Öznur Çalık, Ahmet Çakır ve Hakan Kahtalı ile fotoğraf çektirmeyi ben istedim.
Ama Sayın Gürkan ile yılın fotoğrafını çektim.
Fotoğraf şu:
Başkan Gürkan ile bu kadar samimi fotoğraf karesi bir Osman Güder ile var bir de benimle var artık.
İnanmıyorsanız bakın şu fotoya…
Açıkçası ben Sayın Gürkan’ın en azından kendisini eleştiren gazetecilere karşı hoşgörüsünün gitgide arttığını düşünenlerdenim.
Hangi gazetecinin Sayın Gürkan ile bu şekilde fotoğrafı var kardeşim!
Osman Güder’den dahi daha samimi poz vermişiz.
Öznur Çalık hanımefendi ile fotoğraf çektirme isteğim karşısında önce şaşırması sonra Metin Kaya’nın milletvekillerini eleştirdiğim yazımı hatırlatması bizim şu kareyi vermemize engel olamadı.
Öznur Hanım bence Malatya’nın en hoşgörülü siyasetçisidir.
En azından bana karşı çok hoşgörülü…
Ahmet Çakır ile fotoğraf çekme isteğimden sonra bir utangaçlık hissettim.
Sanki Çakır değil de ben “ünlüymüşüm” gibi geldi.
Çakır’ın bu insani tutumunu gerçekten çok seviyorum.
Hakan Kahtalı ile ilgili duygularım çok karmaşık.
Tanıyınca muhabbetinin arttığı bir kişi…
Siyasetçi olmasa haftada birkaç gün gidip muhabbet edeceğim bir kişi…
Belki yarınki yazımda muhtemelen eleştireceğim ama mevcut siyasiler içerisinde siyaset haricinde keyifle muhabbet edeceğim nadir siyasetçilerdendir Sayın Kahtalı.
Aslında gece siyasiler kalkınca başladı…
Halay çekmesek olmazdı.
Keşke siyasiler de kalıp halay çekseydi.
Düşünsenize Başkan Gürkan mendili alıp halay başı olmuş.
Osman Güder, Başkan Gürkan ile verdiği samimi poz gibi ayak hareketlerini karıştırmamak için Gürkan’ın ritmine uymaya çalışıyor.
Öznur Çalık ise direktif veriyor.
“Ritme uymuyorsun Osman… Çınar biraz dahil ol halaya… Hakan Başkanım halay çekmek günah değil. Rahat ol” dediğini düşünsenize…
Ne güzel olurdu.
Ama siyasiler gittikten sonra ER TV ekibinin yıllardır halay çekmediğini fark ettim.
Arkadaş bu ne hasretliktir, bu ne halaya özlemdir.
ER TV ekibinden biraz fırsat bulunca ben de katıldım halaya…
Bu arada Aziz Yiğit ve Ali Aydoğan’ın halay çekenlere bi bakışı vardı anlatamam.
Covid aşısını bulan Türk çifte dahi bu kadar şaşırmamışlardır.
“Bunlar nasıl halay çekiyor acaba? Aynı anda iki geri bir ileri yapmak ne kadar saçma” dermiş gibi bakıyorlardı :)
Ama kurtlarımızı döktük diyebilirim.
Çalışan tüm gazetecilerin gününü kutluyorum.
Muhabirinden editörüne, yazarından tasarımcısına varıncaya kadar emek harcayan tüm gazetecilerin günü kutlu olsun.
Bu arada Başkanımız Mehmet Aydın’ın fikri ile meslekte 65 yılını doldurmuş gazeteci ve araştırmacı yazar Celal Amca’ya (Yalvaç) plaket verilmesi ise bence çok anlamlıydı.
Geceden kalan birkaç kare ile yazıyı bitirelim artık.
