Çoktandır anladığım ve aslında bu sütunda satır aralarında ifade ettiğim “düşmanlaştırma” politikasını irdelemek istiyorum.
Bugün Remzi Hayta hazretlerinin yazısını okuyunca ve Hayta gibi bu tür durumlarda sahneye çıkan sözde kalemlerin sürekli ama sürekli “içeriden” bilgi verip sanki “Özel Kalem Müdürünün Sekreteri” gibi yazı yazmalarına alıştık ama burada açık bir durum paylaşmak istiyorum.
“Sayıştay üzerinden Gürkan’ı hedef almak” başlıklı Hayta’nın mantıktan uzak yazısını okuyunca “düşmanlaştırma” olgusunu düşündüm tekrar.
Malatya Büyükşehir Belediyesi’nde bildiğiniz üzere “düşman” çok!
Açık yazalım, birinci düşman Meşale!
Hatta o kadar düşman ki Meşalecilere karşı dik duran başkan algısıyla seçildiğine inanan bir ekip var Başkan Gürkan’ın etrafında.
Fakat bu “düşmanlaştırma” politikası belki seçim zamanı işe yaradı ama bu saatten sonra çok sırıtıyor.
Aslında şu anda düşman “Meşale” değil!
Şu anki düşmanlar daha farklı!
Ahmet Çakır’ın ekibi Gürkan’ın düşmanı…
Hacı Uğur Polat’ın ekibi Gürkan’ın düşmanı…
AK Parti Malatya il teşkilatının yüzde 80’ni Gürkan’ın düşmanı…
Yeşilyurt Belediyesi ve Mehmet Çınar, Gürkan’ın düşmanı…
Vekillerin 4’te 3’ü Gürkan düşmanı…
STK’ların bazıları Gürkan’ın düşmanı…
Başkan Gürkan o kadar yalnız ki sadece arkasında “millet” var algısını her gelen “ekip” aşılamaya çalışıyor.
Bu kadar “düşmanı” az buldular sanırım şimdi ise Başkan Gürkan’ın etrafı birbirine düşman!
Dünya görüşleri de fikirleri de farklı olan gruplar var Başkan Gürkan’ın ekibinde…
Aynı başkanın sözde menfaati için mücadele veren resmi ve gayri resmi ekiplerin birbirini “düşmanlaştırması” sonucunda bir kanaate vardım artık.
Üzerinde düşündüğüm bir konudur aslında…
Battalgazi gibi mütevazi bir ilçede bağımsız belediye başkanı seçilen Gürkan’ın bu zorlu süreçlerden geçerken şu anda Büyükşehir Belediyesi’nde geldiği hali bu karmaşık ekip nasıl görmez, diye çok düşünüyorum.
Şu iki yılda “düşmanlaştırma” politikasının işe yaramadığını Başkan Gürkan nasıl görmez diye de çok düşünüyorum.
Tamam, birbirini pasivize etmek isteyen ekiplerin “düşmanlaştırma” politikası kendilerine göre “mantıklı” gelebilir!
Çünkü iş yapamayınca başka yolları denersin.
Bu kadar “düşmanın olduğunu” sürekli tekrar edersin ve sürekli komplo teorileri üretirsin.
Bu düşmanlar karşısında “başkanın yanında” olduğunu hissettirerek konumunu-makamını sağlamlaştırmaya çalışırsın.
“Bak Başkanım senin yanında gerçekte kimse yok. Herkes senin düşmanın… Ben senin yanındayım” diyen ekiplerin bu halini belki anlarım ama bu süreçleri nasıl görmez Başkan Gürkan diye düşünüyordum.
Anladığım kadarıyla bu Başkan Gürkan’ın sevdiği ve benimsediği bir siyaset!
Bu kadar düşman varken nasıl iş yapabiliriz, mantığını bu millete anlatamazsınız!
Bu millete önce kiralık araç almak yanlıştır deyip cayır cayır kiralık araçları sahaya sürerken bunu “düşmanlarla” anlatamazsınız!
Bu millete Malatya Büyükşehir Belediye Yol Asfalt Daire Başkanlığından ibaret mantığını aşılayıp bunu da tutarsız rakamlarla açıklayıp “düşmanlarla” anlatamazsınız!
Bu millete Başkan Gürkan tüm ilçe belediye başkanlarının da başkanıdır algısını vermeye çalışıp açık hava reklamı ile başlayıp “haddini bil lan”a giden süreci “düşmanlarla” anlatamazsınız!
Bu millete film festivalinde yaşanılan skandal hataları “düşmanlarla” anlatamazsınız!
Sayıştay raporunda 16 bulgunun (hatanın) sebebini “düşmanlara” bağlayamazsınız!
Son 20 ayda yaşanılan birçok örnek daha verebilirim ama hiçbir düşman sizlere bu hataları yaptırtmadı!
Dışarıda ve içeride düşman aramayı bırakın!
İntihar eden işçi dahi Başkan Gürkan’ın düşmanı ilan edildi!
Hep komplo teorileri…
*
Remzi Hayta’nın Sayıştay raporunu dahi “içerden” bilgilerle “düşmanlaştırma” yazısını okuyunca Büyükşehir diyarının aslında bir arpa boyu ilerlemediğini bir kez daha anladım.
Bu kadar düşman yaratınca kimin aslında “düşman” olmadığını çözemeyecek kadar siyasi körlüğe kapılmış bir güruh var karşımızda.
Sizi savunan ve içerden yazılmış hissi veren şu yazı mı menfaatinize yoksa gördüğünü yazmaya çalışanlar mı?
Dost yağlayıp-yıkamaz, gerçeği söyler ya da inandığını söyler!
Ben hiçbir kurumun dostu değilim, Malatya’nın dostuyum.
Aslında Malatya benim!
HADİ BUNA DA CEVAP VERİN!
Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin çıkan haberler karşısında işine geldiği zaman jet hızıyla “cevaplama” yapmasına Başkan Gürkan döneminde alıştık ama cevap verirken sadece işine geldiği konuları cevaplaması olayın vahametini ortadan kaldırmıyor!
Dün Malatya Mimarlar Odası’nın yazılı açıklaması ile beraber belgelerle “Başkan Gürkan'ın vazgeçemediği firma” başlıklı bir haber yaptık.
Akşam saatlerinde jet hızıyla bir açıklama geldi.
Kısaca şöyle açıklama yapmışlar:
“İddia edildiği gibi proje müellifinin seçiminde ‘adrese teslim’ bir iş yapılmamış; aksine benzeri işlerde tecrübesi olan, iddiaya konu işleri yapmak hususunda gerekli yetkinlikleri ve yeterlilikleri bulunan firmalara usulüne uygun şekilde davet mektupları gönderilmek suretiyle ihale sürecine başlanılarak tamamlanmıştır.
Ayrıca Belediyemizin şu anda devam eden yaklaşık 60 adet projesi vardır; ancak bunların sadece 2 tanesi ilgili firma tarafından yapılmaktadır. Bu yönüyle de Büyükşehir Belediyemizin tüm projelerinin ilgili firmaya verildiği yönündeki iddialar gerçek dışıdır”
Malatya Mimarlar Odası diyor ki 2 ay üzerinde çalıştık ve bu çıkardığımız projeyi bedelsiz olarak Büyükşehir Belediyesi’ne sunduk.
Ayrıca madem başka firmalara verecektiniz niye Mimarlar Odası’ndan yardım istediniz?
Bedelsiz yapılan bir iş karşısında ne oldu ki 292 bin lira vermek zorunda kaldınız?
60 proje içinde sadece o ifşa edilen firmaya 2 iş verilmiş!
Başkan Gürkan, Battalgazi Belediyesi döneminde de aynı firmaya iş vermiş diyoruz ama iki cümleyle Malatya kamuoyunu rahatlattıklarını düşünüyorlar.
Tüm Türkiye esnafı destekleme ile ilgili kampanya başlatmışken Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin Malatya dışında faaliyet gösteren firmalarla iş yapması ne kadar mantıklı?
Son soru: 60 firmanın kaçı Malatya’da faaliyet gösteriyor?