Aslında genel anlamda Malatya’da enteresan şeyler oluyor.
Malatya hep böyleydi, diyenlere katılabilirim ama bu kadar enteresan bir şehir olmamıştık.
Çoktandır siyaset kelimesini düşünüyorum.
Osmanlıca üzerinden Türkçeye geçen siyaset sözcüğü aslında Arapça kökenli “seyis” yani at bakıcısı kökeni ile bağlantılı bir sözcük.
Siyaset sözcüğü eğitmek, idare etmek anlamlarını taşır.
Burada politika sözcüğünü ele aldığımız zaman günümüzdeki siyasetçilerin ne yapması gerektiğini daha iyi anlayabiliriz belki.
Antik Yunan’a dayanan politika sözcüğü şehir anlamına gelen “polis” sözcüğünden türemiş.
Çok kaba bir anlamla şehir yönetimi diyebiliriz.
Herhangi bir amaca ulaşmak için kullanılan yöntem, devlet işlerini düzenleyip yürütmek için izlenen yol gibi anlamları yazarsak günümüze gelmiş oluruz.
Bu anlamlar bağlamında şu iki soru kaçınılmaz oldu:
- Bir şehirden seçilen bir milletvekilinin amacı ne olmalıdır?
- Siyasetçi hangi amaç için mücadele etmelidir?
Mesela seçildiği şehirde yılların sorunu haline gelen kayısıyı daha iyi yerlere getirmek için uğraşmasını bekleriz.
Başlıkta ismini verdiğim Öznur Çalık’ın aslında geçen yılki gayreti yukarıda saydığım siyasetçi anlamlarını içinde barındırıyor aslında.
TMO’nun kayısı alımı noktasında verilen mücadele bir şehirden seçilen milletvekilinin amacıdır.
Yılların yılan hikâyesine dönmüş Kuzey Çevreyolu sıkıntısını çözmek tabii ki vekillerimizin amacı olmalı.
Kuzey Çevreyolu ile ilgili verilen mücadeleyi Öznur Çalık’tan gördük ve yazıyoruz zaten.
Ya da diğer AK Partili vekiller gibi koltuğunda oturan bir görüntü yerine sürekli ilçe ilçe sorunlara ilk elden dokunmak istemesi aslında vekilliğin amaçlarından bir tanesi değil mi?
Ankara’da farklı iletişimleri geliştirip bürokraside elde ettiği tecrübeyi Malatya’ya “hizmet” olarak aktarılmasında başrol oynanması bir siyasetçinin amacı noktasında Everest tırmanışının son etabı değil midir?
En azından bir siyasetçi için çok güzel bir gelişme değil midir?
AK Parti MKYK Üyesi ve Malatya milletvekili Öznur Çalık ile ilgili genelde yazı yazarken çoğu siyasetçimize yaptığım gibi eleştiriyi tercih eden gazetecilerdenim.
Amacım karalamak hiçbir zaman olmadı.
Daha farklı düşünüyorum çünkü dışarıdan bir gözün menfaatsiz yazılarının memlekete faydalı olacağını düşünüyorum.
Yapılan onca eleştiri ortadayken Öznur Çalık’ın halen Malatya’ya faydalı bir siyasetçi olduğunu düşünüyorum.
Fakat bazen her siyasetçide yaşadığım duyguya düşüyorum ve Öznur Hanımı anlayamıyorum.
Son zamanlarda Öznur Çalık diğer siyasi partilere karşı çok agresif bir tutum içine girdi.
Genel Başkanlara cevap vermeye hatta dibine kadar ötekileşmiş bir toplum görüntüsündeki ülkemize çok fayda sağlamayacak paylaşımlar yapıyor.
SMA hastalığı üzerinden başlatılan kampanyaya siyasi liderlerin katılmasını dahi aslında siyasileştirdi.
Genel başkanlar birbirlerine maalesef sert söylemlerde bulunabilir ama şehirlerden seçilen vekillerin amacı Millet İttifakı’na “zillet” demek olmamalı.
Ayrıca hakim olmadığı bir konuda CHP Genel Başkanı’nı yalanladıktan sonra ortaya çıkan belgeler sonrasında “susmak” işe yaramıyor maalesef!
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun kürsüden Çalık’ı istifaya davet etmesi bu taraf açısından “başarı” kabul edilebilir ama işin sonunda yapılan şeyin aslında çok yanlış olduğunu direkt Öznur Çalık’ın bilmesi lazım.
Bence bu yol çok doğru değil!
Bu söylemlerden dolayı Sabah gazetesine veya 2 dakika A Haber’e çıkmanın bir siyasetçinin amaçları arasında olmamalı.
2020 yılında Öznur Hanım’ın Malatya için yaptıkları, mücadelesi, enerjisi diğer siyasetçilere örnek olmuşken bu tür “incitici” söylemler bir siyasetçinin amacı olamaz.
Malatya’da o kadar yanlış varken ve 1 yanlışın aslında 4 doğruyu unutturduğu bir yüzyılda bu yeni strateji ulaşılmak istenen hedefe ulaşmaz.
Ben bu stratejiyi hayra alamet görmüyorum.
Öznur Çalık çıtayı yükseltti derken ironi yaptım.
Öznur Çalık’ın çıtası Malatya üzerinde olabilir ama maalesef bu yol yol değil.