Bugün büyük bir karmaşa ile 2022-2023 Eğitim-Öğretim yılı başladı.
Malatya’da yaklaşık 180 bin öğrencimiz için ders zili çaldı.
Her ne kadar sürekli eğitim konusunda geriye doğru gitsek de bu yıl bana göre uzun zamandır bu kadar karmaşa yaşanmamıştı.
Ben çoktandır bu kadar plansız bir Milli Eğitim yönetimi görmemiştim.
Malatya’ya depremle beraber eski yönetimin de gayretleri ile devrim niteliğinde bir ödenek geldi.
Malatya’da toplamda yaklaşık 600 devlet okulu varken deprem fırsata çevrilip 150 okula yakın bir yatırım kazandırılmıştı Malatya’ya.
Yaklaşık 150 yeni okulun 37’si mevcut okulların yerine yapılacaktı.
Kısacası 37 okul yıkılıp yerine yeni okul yapılacaktı.
Bugün öğreniyoruz ki bu okullarının çoğunluğunun yıkım ihalesi dahi gerçekleşmemiş!
Arada koskoca 3 aylık bir süre varken bugün hem veliler perişan, hem öğretmenler perişan, hem okul yöneticileri perişan hem de taşıma sektöründeki servisçiler perişan.
Bu yıkım ihalesi dahi yapılmayan okullar şu anda boş bekliyor!
Ama bu okullara giden öğrenciler, öğretmenler, okul yöneticileri hallaç pamuğu gibi plansız dağıttılar.
Üstelik veliler daha dün öğrendi çocuklarının hangi okula verildiğini.
Mesela Kemal Özalper okulunun ana sınıfını Yeşilyurt Aspuzu Anaokulu’na göndermişler. İlkokulu ikiye bölmüşler. Bir bölümünü Mustafa Kemal Ortaokulu’na diğer bölümünü Özel İdare İlkokulu’na…
Ortaokul öğrencilerini ise Abdulhamid Han Ortaokulu’na dağıtmışlar.
Yavuz Selim İlkokulu’nun ana sınıfını Mehmet Akif anaokuluna, ilkokulu ise Beydağı Ortaokulu’na…
Düşünün iki çocuğunuz var ve biri anaokuluna diğeri ortaokula gidiyor.
Bugün bu karmaşa ile yaklaşık 30 okul dağıtılırken yine toplamda 70’e yakın okulun düzeni değişti.
Üstelik bu düzensiz dağıtım yüzünden okul giriş-çıkış saatleri de değişti.
Servisçiler ile görüştüm.
Servisçilerin günde 2 sınıfı dahi almaları bu düzenle imkânsız.
Ya Formula 1 pilotu gibi Malatya sokaklarında hız rekorları deneyecekler ya da veliler servis bulamayacak.
Artı servis ücretleri mesafeye göre belirleniyor.
Şimdi bu 30 okulun velilerinin okul mesafeleri arttı.
Kim karşılayacak bu mesafe artışından dolayı servis ücretini?
Tabii ki veliler!
Eğitim dernekleri ve şu anda görevli olan öğretmenler ve yetkililerle görüştüm mesela.
Bu kadar düzensiz bir dağıtım olmaz, diyorlar.
Kademeli bir boşaltma olmalıydı diye ifade ettiler.
Çünkü bazı okullar depremden dolayı değil, derslik sayısı artsın diye yerine fazla derslikli okul yapılıyor.
Bu kadar süredir yıkım ihalesini dahi gerçekleştirmeyecekseniz niye boşalttınız okulu?
Kısacası milli bir karmaşa var!
Bu karmaşayı Milli Eğitim Müdürlüğü’nde düşünen, kafa yoran, “ya kardeşim bu sistem sıkıntı yaratacak” diyen kimse de yok gibi!
Mesela bu yıl bazı okullarda velilere “güvenlik görevlisi maaşını siz vereceksiniz” denmiş!
Zaten kırtasiye masrafları almış başını gitmiş.
Okuldaki yazı tahtasının kalemine varıncaya kadar veliler alıyor.
Okulun temizlik malzemelerini dahi veliler alıyor.
Allah için yapmayın.
Bu kadar başıboş bir yaklaşım olamaz.
Ne demek güvenlik görevlisinin maaşını velilerden almak?
Üniversite hariç bugün Malatya’da 180 bin öğrencimiz var.
180 bin nüfusu olmayan ülkeler var Dünya’da…
Denetimsizlik büyük boşluk yaratır.
Bu kadar plansız bir organizasyonda “açıklar” çok olacaktır.
Lütfen ama lütfen çocuklarımızı düşünerek hareket ediniz!
Çocukları düşünmediğiniz için ne Valilikle ne de Malatya Büyükşehir Belediyesi ile bir koordinasyon içinde dahi olmadığınız gözüküyor.
Belediye otobüsü ile okula giden öğrenciler, öğretmenler yok mu?
Peki bu okulu değişmiş öğrenciler için MOTAŞ ile bir toplantı dahi yaptınız mı?
Giriş ve çıkış saatleri değişen okullar için servisçiler ile bir toplantı yaptınız mı?
Buradan Malatya Milli Eğitim Müdürü Sayın Hatice Özdemir’e sesleniyorum.
Başında “milli” olan bir kurumun şehirde en üst yöneticisisiniz.
Bugün servisçiler Vali Bey ile görüşmek için randevu talep ediyor.
Veliler siyasi partilerin il başkanlıklarına gidiyor.
Öğretmenler sessiz bir şekilde isyan ediyor.
Lütfen durumun farkına varın ve gereğini yapın.
İvedilikle paydaşlarla hatta okul aile birlikleri dahil toplantılar yapın.
“Biz yaptık” demekle bu işler olmaz maalesef!
