Aslında Malatya’da dün yediği yemeği dahi unutan kalem erbapları olduğu için bizi de daha önce yazılanları unuttuğumuzu zannediyorlar.
Ama maalesef ben öyle çabuk unutan gazetecilerden değilim.
Aslında çok komik bir durumdayız.
Senaryosu belli bir tiyatro oynanıyor Malatya’da.
Bu tiyatroyu belediye başkanları da biliyor, vekiller de biliyor, il başkanları da biliyor.
Bu tiyatroda tek masum kesim seyirciler yani Malatyalılar!
Ama inanın üzülüyorum.
Malatya’da sadece gazeteciler gününde hatırlanan ve aslında sadece o günde hatırlanmak istenen basın dernekleri var.
Yıl boyunca bir arpa boyu Malatya’ya faydası olmayan tiplerin dernekleri, başkanları gazeteciler gününde başköşede oturmak ister.
O gün siyasilerin iltifatlarına maruz kalmak ve kendilerinin övülmesini isterler.
Bırakın basın gibi önemli bir durumu…
Bir sivil toplum örgütünün amacını dahi ele alsak yine bunların yönettiği dernekler gibi olmaz.
Çünkü amaç hiçbir zaman “toplum” olmadı.
Yapılan haberle veya kendi mecrasında yapılan basın faaliyetiyle hiçbir zaman gündem olmamış tipler yani Malatya’nın sorunlarını çay ocaklarında anlatıp kendi mecralarında genelde “yağlama” yapanlar için dernekler iyi bir fırsattır.
STK başkanlıklarıyla konum kazanmak istenmesini kimsenin görmediği zannediliyor.
Yapılan bir haber sonrası bazı kurumların gazetecilere karşı hoyratça davranması, baskı yapması karşısında hangi biriniz çıkıp da gazetecilerin haklarını savundunuz!
Tek derdiniz 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde ağırlanmak!
Yemekli toplantılarda boy gösterip bol bol fotoğraf vermekten başka Malatya’ya bir gram faydası olmayan ve adı gazetecilik olan STK’ların benim gözümde hiçbir değeri yok!
Turgut Özal Üniversitesi 10 Ocak Gazeteciler Günü için bazı gazetecileri ve dernekleri davet etmiş.
Davet sırasında “sen yemek ye ama konuşma” demeye getirilen bazı basın dernekleri salonu terk etmiş.
Sonrasında yazı yazmışlar!
“Sen sadece yemek ye” denilen bir ortam sonrasında yazılan yazılara baktım ve yine çok üzüldüm.
MTÜ Rektörü Aysun Bay Karabulut’a yazı içerisinde yine övgüler yine teşekkür etmeler…
Bari en azından bi duruş gösterin ve tavrınızı net koyun!
Bu tavırla seneye yine davet edilip “sadece yemek ye” denecek!
Siz yine patlıcan tavanızı yiyip üstüne iki hazır ayranı içeceksiniz!
Sizin yüzünüzden de “gazetecilik” yine yerlerde olacak!
Tavrınızı samimi bulsaydım bu yazı çok farklı olacaktı, bunu bilesiniz!
Ama Aysun Hoca’yı tebrik ediyorum.
Hem konuşturmayıp hem de kendisine “teşekkür” ettirebiliyor.
Ben geçen yıl açık açık üç belediyenin hazırladığı organizasyon sonrasında “Benim için Davos bitmiştir” demiştim.
Yani artık belediyelerin gazeteciler gününde yapmış olduğu hiçbir organizasyona katılmayacağımı deklare etmiştim.
Birileri protesto edip kapı arkalarında başkanlarla görüşmüş olabilir ve belli bir konum elde etmiş olabilir ama tavrımı en azından okurlarıma o gün iletmiştim.
Hadi direkt yazsanıza…
“Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin yapmış olduğu organizasyona bir daha katılmayacağız” diye bir bildiri yayınlasanıza…
Nedir yani;
O gün de patlıcan tava yemeyin kardeşim!
Kaynak: BUSABAH Gazetesi