Mahir Temur

İnsan kötüdür ama iyidir!

Mahir Temur

İnsanlık tarihine baktığın zaman ilk insandan aya çıkan Neil Armstrong’a varıncaya kadar görülecek ve üzerinde konuşulacak tek olgunun “değişim” olduğunu görürüz.

İnsan aslında sürekli “değişen” bir varlıktır.

Evrenin tarihini uzmanlar 14,5 milyar yıl derler.

Dünya tarihine ise 4,5 milyar yıl derler.

İnsanlık tarihi ile ilgili farklı farklı görüşler vardır.

100 bin yıl diyen de var, 600 bin yıl diyen de var.

Ama evrenin tarihine baktığın zaman insanlık tarihinin “tarih” dahi olmadığı hatta daha insanlığın ilk yılında dahi olmadığını görürsün.

İnsanlık tarihinde bin yılın “eski tarih” olarak kabul gördüğü ama evrenin tarihinde belki de bir kaya parçasının oluşumuna yetmediğini görürüz.

Kısacası insanlık tarihi daha “doğum” aşamasında değil.

İster yaradılışa inanın ister evrime inanın fark etmez ama burada tek fark insanlığın bu kısa tarihinde çok değiştiğidir.

İlk önce biyolojik olarak kafatasından yüz hatlarına, saç renginden göz rengine varıncaya kadar coğrafik şartlar bizi değiştirmiş.

Yani yeni yerlere göç ettikçe o yerlere ayak uydurmuşuz.

Dünya’ya dağılımımız devam ettikçe farklılaşmamız devam etmiştir.

Ama ne yazık ki son yüzyıldır belki de son elli yıldır çevreye ayak uyduran insanoğlu çevreyi değiştirmeye başlamıştır.

Çevreyle beraber şekillenen insanoğlu çevreyi düşünmeden hatta o çevreyi yok edercesine hareket ediyor son yüzyıldır.

Çevrenin insanoğluna ayak uydurmasını bekliyoruz!
İnsanlık tarihinde son elli yılın belki “tarih” bakımından bir etkisi olmayabilir ama son elli yılın tüm insanlık tarihi boyunca etkisi tüm zamanların önündedir.

Taş Devri ile Orta Çağ dünyası arasında belki 600 bin yıl var ama 1950 ile 2018 yılı arasındaki etkinin yanından dahi geçilemez.

Bi tarafta 600 bin yıl diğer tarafta sadece 68 yıl…

1970’li yıllarda aya ayak basan insanoğlunun geldiği nokta ile taş devrinden bilmem kaç yüz bin yıl sonra gelinen nokta aynı dahi değildir!

Ya da aya ayak basan insanoğlunun geldiği nokta ile şu anda ışık hızına yakın bir hızla Dünya ile arasındaki mesafenin 10 yıl olduğu bir gezegene insansız araç gönderip o gezegenin anlık fotoğraflarını çekip dünyaya gönderebilen bir noktanın aynı olma ihtimali var mıdır?

Evrenin başlangıcı Büyük Patlamayla (Big Bang) oldu 14,5 milyar yıl önce ama Dünya’nın oluşumu için 10 milyar yıl gerekti.
İnsanlık tarihi de belki tam olarak oluşmadı daha…

İroni yaptığımı zannedebilirsiniz ama bazen iyi şeylerin olması için kötü şeylerin belli bir sıra ve düzen ile oluşması gerekir.

Atomun bulunması belki önce bomba olup binlerce insanı öldürdü ama insanlığa faydası tartışılmaz.

Dünyada kötü anlamında ne kadar çok örnek varsa aslında iyiliğin de kötülükten geri kalmadığını hatta daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.

Hz. Adem ve Havva’nın Dünya’ya gönderilişi bir “kötülükle” olmuştu derler.

Ama ilk iyiliği belki Adem’in oğlu Habil yapmıştı ve onun ardından ilk kötülüğü Hz. Adem’in diğer oğlu Kabil yapmıştı, kardeşini kıskandığı için öldürerek.

İlk cennetlik ve ilk cehennemlik…
İnsanlık tarihinin ta ilk başında başlayan iyilik ve kötülüğe “kardeş” diyebiliriz.

Bir yerde kötülük varsa iyilik de vardır, iyilik varsa kötülük de vardır.

Atomun “bomba” hali 200 bin kişiyi öldürdü ama bugün atom parçalanmasaydı kullandığımız televizyondan, pillere varıncaya kadar icatlar görmeyecektik. Kimya diye bir daldan bahsedemezdik!

Bundan yüzyıl önce dedemin amcasının bir sözünü rahmetli dedem sürekli tekrar ederdi.

Dedemin amcası bir gün mezarlık ziyaretinden döndüğünde şu cümleyi kurmuş:

“Dünyanın bu halini göreceğime yerin yedi kat altında olsaydım keşke…”

100 yıl önce dünyanın yaşanılmayacak bir yer olduğunu söylüyormuş büyük dedem…

Aslında “iyiliği” kafaya takmış her insan yaşadığı yüzyılı çok “kötü” görmüştür.

Yaşadığı yılların geçmiş yıllardan kötü olduğunu savunmuştur.
Sadece dini bayramları ele alırsak “eski bayramlar” ile ilgili silsile şeklinde aile büyüklerimizden, komşularımızdan bi sürü anı dinlemişizdir.

Ben dahi 40 yaşımda “eski bayramlar” diye cümle kurarım. “Eski” ile ilgili hepimizin bi sürü iyi anısı vardır.

Ben insanlığın ilk gününden bugününe baktığım zaman ya da hayal ettiğim zaman her dönemin kendi içinde kötülüğün de iyiliğin de olduğunu düşünüyorum.

Öz kardeşini sadece kıskandığı için öldüren bir boyuttan bugüne baktığın zaman “sayıların” çok olmasından bugünü daha çok “kötü” görmemiz normal.

7 milyar insandan kaçımız salt kötüdür?

Bundan yüz yıl önce dünyanın nüfusu 1,5 milyar dahi değildi?

Yüz yıl önce Türkiye’nin nüfusu sadece 15 milyondu.

O kadar cümleden sonra sonucum şu:

İnsan, dünya var oldukça değişmeye devam edecektir.

Değişim ile beraber iyilik ve kötülük birbirini izleyecektir.

Teknolojinin varlığı aynı anda yapılan “kötülükleri” haber verse de dünyada halen iyi olan çok şey var.

Kötü olan çok şeyle beraber tabii…

İnsanlık tarihinde dikkat etmemiz gereken belki de tek olgu “çevreye” çok hızlı bir şekilde zarar vermemizdir.

600 bin yıldır çevreye biz ayak uydururken artık çevrenin bize ayak uydurmasını bekliyoruz son yüzyıldır…
Çevre, insanoğluna kaç yüz yıl ayak uyduracak onu inanın dünyada bilen kimse yok!

Şimdilik…

Twitter: mahirtemur

Facebook: temurmahir

Mail: mahirtemur

Yazarın Diğer Yazıları