Malatya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı BELSOS şirketi var.
Yakın zamanda işçi çıkarma ile gündeme gelmişti.
Yaklaşık 80 çalışana “zarar ediyoruz” bahanesiyle BELSOS tarafından hazırlanan çıkış belgelerine belirledikleri işçilerin imza atması istenmişti.
Sonra bu işlemin haberi yapılınca o işçiler başka şirketlere kaydırıldı.
Bazısı işsiz kalmıştı.
İşte bu işlemi gerçekleştiren ve “zarar eden” BELSOS’un Genel Müdürü değişti.
İş hayatında başarılı olduğunu bildiğimiz Zerrin Palancı BELSOS’un Genel Müdürü oldu geçen hafta.
Selahattin Gürkan 20 ay oldu Başkanlık koltuğuna oturalı ama halen görevden almalar- yeni atamalar devam ediyor eleştirisi yapmayacağım.
Bu eleştiriyi yapmaktan ben yoruldum.
Koltuğuna yeni oturan Genel Müdüre birkaç öneride bulunmak istiyorum.
“Bir Belediye niye sosyal tesis açar?” sorusuna mantıklı cevap verilirse o şirketin zarar etmesi mümkün değildir.
Anladığımız kadarıyla Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin tüm sosyal tesisleri zarar ediyormuş!
Esenlik marketler niye açılıyorsa Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal tesisleri de o amaçla açılıyordur.
Ama geçen gün Orduzu Pınarbaşı’nda BELSOS’a bağlı Esenlik Kafe’de gördüklerim aslında niye zarar ettiklerini gösteriyor bence.
Tek tek, tane tane bazı detayları yazmak istiyorum.
*
Öncelikle masa düzeni diye bir “düzen” yok.
Masaların üstü o kadar kirli ki oranın müdürü dahil her hangi bir personelin aklında masaları silme derdi yok.
Masaların üzerinde camla masa arasına sıkıştırılan etiketler solmuş, yırtılmış ama kimse bu detayı dahi düşünmüyor.
Ağaçlık bölgenin tam ortasında büyükçe bir çöp kutusu var.
Ağzı açık vaziyette plastik çöp kovasını garsonlar masalardan aldığı çöpleri hemen oracıkta atsın diye müşteriler içinde çöp kovası bırakıyorlar galiba.
Bi şeylerin yenilip içildiği bir ortamda çöp kovasının ne işi var?
Üstelik ağzı açık!
Garsona masamdaki küllüğü değiştirin dedim mesela…
Küllük o kadar kirlenmiş ki, kirlilik küllüğe yapışmış.
Sanki üç gün yıkanmamış gibi…
Garson aynı küllüğü boşaltıp tekrar getirince, “lütfen yeni küllük getirin” dedim.
O küllüğün tekrar masaya getirilemeyeceğini dahi bilmiyor.
Garsonların üzerindeki kırmızı renkli tişörtler o kadar kirlenmiş ki anlatamam!
Farklı farklı renkte spor ayakkabılar giyen garsonlar maalesef hiç profesyonel değil.
Şehirlerarası yol yapanlar bilir.
Esenlik Kafe’nin hali 1990’ların şehirlerarasındaki kamyoncuların durduğu köhne lokantalara benziyordu.
Bari yediklerinde bir tat olsa!
Çayı ayrı değerlendireceğim.
Çok kötü bulaşık suyu gibi bir çay içtim.
Meyve yemek istedik.
Karpuz-kavun var dediler.
Bir tabağa bir dilim karpuz ile bir dilim kavun getirdiler.
Bir dilim karpuz ve bir dilim kavunun ücreti 17 lira!
Yukarıda “Bir Belediye niye sosyal tesis açar?” diye sormuştum.
Cevap “17 lira” olamaz!
Ayrıca kasaya gittiğinde kasadaki çalışan “hangi masa” diye sorması doğru değil.
50 masa var, tarif etmeye çalışıyorsun.
“Kaç numara” diyor?
Nerden bileyim kaç numaraydı?
Biz zahmet ya fiş kesin ya da farklı bir uygulamaya geçin.
Bu pandemide kasada bu masa bilmecesi yüzünden kuyruk dahi oluşuyor.
GÜZEL ÇAY YAPMAK ZOR DEĞİL
Malatya’da yazın serin ve açık alan tarzı bir yer işletiyorsanız çok tüketilen milli içeceğimiz çayı en azından bulaşık suyu gibi yapmayacaksın!
Hiçbir şey bilmiyorsanız, çay yapan arkadaşı Malatya’da herhangi bir çay ocağına gönderin.
Baksın nasıl yapıldığına…
Neyse…
En iyisi kısaca ben anlatayım.
17 liraya bir dilim karpuz satan bir yerin en azından çay kazanı olduğunu düşünüyorum.
3 veya 4 demlikli bir bakır çay kazanından bahsediyorum.
Malatya suyu çok kireçli…
Bu çay kazanına bi zahmet “yumuşatıcı” diye halk arasında söylenen bir “arıtma” taktırın.
Filtreli bir sistem değildir, Reçineli bir sistemdir ve çok pahalı değildir.
Suyun belli oranda kirecini alır ve çayın demleme kalitesini kireç bozmaz.
3 demlikli bir kazanınız varsa, servis edilen çay demliğinden hemen sonra ikinci demliği mutlaka demleyin. Sürekli bir demlik başladığında diğer çaydanlığı hemen demleyin.
Ayrıca çayı demlerken boş çaydanlığa kuru çay atıp üzerine sıcak su bırakmayın.
En az 100 derecede kaynamış suyu çaydanlığa dökün ve sonrasında kuru çayı ekleyin.
Su kaynamamış ise demlenen çay sürekli çiğ kalacaktır.
Bir demlik öncesinden demlediğiniz için en az 20 dakikanız olacaktır.
Bu süre de çayın gerçekten demlendiğini gösterir.
Bayat çay her zaman demlenmemiş çaydan daha iyidir.
Bunu unutmayın.
Bayat çayın tadını herkes anlamaz ama demlenmemiş çayın veya çay demlenirken yapılan her işlem çayı rezil edecektir.
Açık bir alandan faaliyet gösteren bir işletmede çay kötüyse yaptığınız ızgaranın tadı önemli değildir.
İnsanları tekrar işletmene getirmen için çayın iyi olmalı bence.
Eğer halen çay ile ilgili sorun yaşayacağınızı düşünüyorsanız beni çağırın.
Söz üşenmeden gelip çay demlerim.
Bunları niye tek tek yazıyorum biliyor musunuz?
Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal tesisleri böyle olmamalı diye yazıyorum.
Dede Korkut Parkı’nı geçen sene yazdım kaç kez.
Bu sene geçen seneden dahi daha kötü…
Zerrin Palancı öncelikle bu sosyal tesislere el atmalı.
Sosyal tesislere bir kadın eli değmesi bence çok önemli…
İnşallah başarır.
Başarırsa Malatya kazanır.
Kısaca “üç kuruşa” mal edip “beş kuruşa” satılan bir işletmede zarar edilmez, zarar ettirilir.
Kira gideri dahi olmayan işletmelerin zarar etmesi mümkün değildir.
Eğer insanlara fiyattan, kaliteye, servisten sunuma varıncaya kadar farklılık gösterebiliyorsan zarar etmezsin.
Malatya’nın en güzel yerini kamyoncu lokantasına çevirip zarar etmek istemiyorsan E-5 karayolunu Esenlik Kafe’nin önünden geçirmen lazım!
İnşallah anlaşılmışımdır!
