Malatya’da maalesef çoğu yönetici beni anlamaz!
Çünkü genel hatlarıyla bakış açılarımız çok farklı!
Onlar benim “açıma” gelmiyor ve görünen o ki benim de kendi bakış açımdan vazgeçme gibi bir derdim yok.
İki gün önce “Aaa Diyanet-Sen de varmış!” diye bir yazı yazdım.
Malatya’daki STK’ların işlevsiz olduğunu belirtmekle beraber Diyanet-Sen Malatya Şubesi’nin senede bir kez “Milli Piyango haramdır” nakaratına dem vurdum.
Milli Piyango haramdır, hepimiz biliyoruz ama haram olduğunu bilen toplum niye piyango almak için kuyruğa giriyor, dedim.
Haram olan o kadar çok şey var ki niye senede bir sadece “konuşmak” için bildiri veriyorsunuz, demeye getirdim.
Dün, senede üç-beş kez basında adını gördüğümüz Diyanet-Sen Malatya Şubesi alelacele toplanıp basın açıklaması yapmışlar.
Benim sayemde iki gün üst üste haberleri çıktı!
Ne mutlu bana!
Demek ki “var” olunabiliyormuş!
“Kendini gazeteci olarak tanıtan” diye cevap veren Diyanet-Sen Malatya Şube Başkanı Mehmet Engin’e şunu söylemek isterim.
Gazeteciden saymadığın birine dahi nefsine ağır geldiği için toplanıp demeç verebiliyorsanız daha fazla “aktif” olabilirsiniz demektir bu açıklama!
Gelelim açıklamanın içeriğine…
Kimse kusura bakmasın ama okuduğunu en azından anlayan bir muhatap isterim.
Üç satırlık yazdığım makalenin anlaşılır bir yazı olduğunu düşünüyorum.
Ben açık açık şu soruları sormuşum:
“FETÖ diye dini kullanan bir alçak örgüt her kuruma Diyanet de dahil, sızar, ses çıkarmazlar!
FETÖ alçak örgütü akıldan uzak kitaplar basar, ülkede boy boy satar, Diyanet-Sen sesini çıkarmaz!
Hatta FETÖ, Kuran’daki bazı ayetlerin anlamını dahi değiştirir yine Diyanet’ten Allah’ın bir kulu ses çıkarmaz!”
Mehmet Engin de 15 Temmuz’u, salaları anlatmış bana.
Mehmet Hoca hiç merak etme, 15 Temmuz akşamı hepimiz dışardaydık.
Ama anlatmak istediğim 15 Temmuz’dan önceydi.
85 bin üyesi olan bir derneğin, Kuran ayetlerinin anlamları değişirken biriniz niye ses çıkarmadı, diyorum.
Ayasofya cami olsun diye Diyanet-Sen eylem yapacağına, Fetullah alçağının çıkarmış olduğu yüzlerce kitabı var. Allah için bu kitaplarda ne yazıyor, diye merak ettiniz mi, bu kitaplarda beyinler yıkanıyor, diye merak edip bir çift söz söylediniz mi, diyorum!
Diyorum ki Sayın Hocam, 15 Temmuz’dan önce bu dini kullanan alçak örgüte karşı ne yaptınız?
17-25 Aralık ile 15 Temmuz arasında 3 yıl var.
Bu 3 yılda Diyanet-Sen’in veya Diyanet-Sen Malatya Şubesi’nin İl Müftülüğü’ne veya başka birimlere uyarısı, ihbarı olmuş mu, diyorum?
Yazdığım yazıdan dolayı bize cevap verirken bizi çağırmamanızı es geçtim ama şu cümleye kırıldım.
Aynen şunu demişler:
“Hiçbir araştırma yapma gereği duymadan gazetecilik yapıyorum diye birilerini karalamaya kalkışmak sorumlu gazetecilik ilkeleri ile bağdaşmayan ve kendini gülünç duruma düşüren bir yaklaşımdır”
Anlatmasını sevmediğim bir konudur ama anlatayım.
Malatya merkezde namaz kılmadığım bir cami yoktur. Battalgazi ve Yeşilyurt ilçelerinde çoğu camiye gitmişimdir. Arapgir merkezdeki üç camiye de gitmişimdir, Pütürge merkezindeki camiye de gitmişimdir. Doğanşehir merkezindeki dört cami ile beraber çoğu köy camilerine varıncaya kadar gezilerim olmuştur.
Yazıhan, Hekimhan hatta yıllar önce yaptığı icraatları çok beğendiğim Arapgir Aktaş Köyü Camii imamı ile birlikte en az sizin kadar imam tanırım.
Şu anki İl Müftüsü haricindeki son üç müftüyü tanırdım.
Arkadaşım olan ilçe müftüleri vardır.
Yıllar önce iş dolayısıyla Adıyaman’da bir yıl kaldım. Adıyaman’da yüzlerce camiye gittim. O zamanın Adıyaman il müftüsü ile sohbetlerim olmuştu.
Camilerdeki sistemi, Diyanet’in işleyişini iyi bilirim.
Özel sohbetlerde müftüler ile neler konuşmuştuk, neler!
Sadece camileri ele alsam, en az 10 yazı yazarım.
Klavye başına oturup “üfürmüyorum” yani…
Medya takip nedir, kimin ne kadar haberi çıkmış, hangi kurum medyada ne kadar aktif gibi konulardan biraz anlarım.
Size bir iyilik yapıp son bir yılda basına yansımış haberlerin analizini yapalım:
Aralık 2019’da malum “piyango haramdır” haberiniz.
Ekim 2019’da “Camiler ve din görevliler haftası” dolayısıyla haberiniz çıkmış.
Temmuz 2019’da 16. Kez yetkili sendika olmuşsunuz, haberi çıkmış.
Haziran 2019’da Ayasofya cami olsun, haberiniz…
Mart 2019’da Diyanet’in 95.yıl kutlaması haberiniz…
Bu kadar!
Ben bu bilgilere yazımı yazmadan önce bakmıştım.
Bir yılda 5 haber!
Maşallah!
Benim sayemde ilk defa bir ayda iki haberiniz çıktı!
2020 yılında şu haberleriniz kesin çıkacak:
Piyango haramdır.
Camiler haftası…
Diyanet’in 96. Yıl kutlamaları…
Peki, siz ne diyordunuz:
“Diyanet-Sen özelde; Diyanet ve Vakıf Çalışanlarının ortak ekonomik, sosyal, kültürel, özlük, mesleki, hak ve menfaatlerini korumayı ve geliştirmeyi genelde ise; ülkemizde cereyan eden her türlü haksızlık ve hukuksuzluğa karşı çıkmayı temel amaç bilerek yola çıkmış öncülerin ve onlarla gönül birliği yapmış binlerce kamu çalışanının ortak çatısıdır”
2019 yılında “Ülkemizde cereyan eden haksızlıklar” olmamış mı?
Demek ki dersime çalışmışım Hocam!
Sorduğum soruları cımbızlayarak cevap vermişsiniz, bu da yanlış olmuş.
Mesela dinimizde “torpil” günah mı?
İmamlar atanırken “torpil” olmuyor diyebilir misiniz?
Ya da “torpil” olmuyor diye yemin eder misiniz Mehmet Hocam?
Caminin içine siyaset bulaştıran üyeleriniz yok mu?
Allah için bir ses çıkardınız mı?
Mesleği imam olmasına rağmen yani devletin resmi memuru olmasına rağmen üyeleriniz içinde farklı işler yapan yok mu?
Mesela hayvancılık…
Mesela arıcılık…
Mesela kayısıcılık…
Bu sizce doğru mu?
Uzatmayayım ama “hiçbir araştırma yapmadan” cümlesi bu bilgilerden sonra “gülünç” olmadı mı?
Sorularıma cevabı mail adreslerimize gönderebilirsiniz.
Sizin gözünüzde gazeteci olmayabiliriz ama cevabınızı noktasına dokunmadan yayınlarız.
Dün yaptığımız gibi…
Mahir Temur'u Twitter'da takip et!
Kayısı Haber
