Malatya’da siyasetçilerin alışkanlıkları uzun zamandır değişmiş durumda.
Maalesef bunun en büyük müsebbibi Malatya basını!
Bazen “bildirdi” haberlerde dahi o kadar alakasız tepkiler veriliyor ki bunun sebebi yine “bildirdi” gazeteciliği yapan basındır!
Mesela geçen hafta tam da Malatya siyasetçilerinin gazetecilere bakış açısını tam anlamıyla gözler önüne seren bir gelişme oldu.
Malatya Büyükşehir Belediyesi muhtarları bir salona toplamış ve Başkan Selahattin Gürkan muhtarlara hitap etmiş.
Başkan Gürkan konuşurken Hoca Ahmet Yesevi mahallesinin muhtarı salonu terk etmiş. Salonu terk ederken,
“Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, makama geldiğinden bu tarafa ne telefonlarımıza cevap veriyor, 3 aydır randevu istememize rağmen, randevularımızı alamıyoruz” diyor.
Orada bulunan gazeteciler de habere yorum katmadan tırnak içinde muhtarın sözlerini haberleştiriyorlar.
Yani “bildirdi” gazeteciliği yapıyorlar!
Gazeteciliği sadece kendi kurumunun bültenini yayınlayan araç olarak gören Büyükşehir Belediyesi ne yapıyor?
Malatya’nın üç büyük gazetesine tekzip yolluyor.
Yani, yayınladığınız haber yalan, haberin doğrusu budur, diyorlar.
Gönderilen tekzibi okudum.
Gözlerime inanamadım!
“Gazetenizin 25 Ekim 2019 tarihli nüshasında birinci sayfadan … başlıklı gerçeklerle bağdaşmayan, basın ahlak ilkelerine uymayan bir habere yer verilmiştir. Görevini basın ahlak ilkeleri doğrultusunda yapmayı taahhüt etmiş olan gazetenizde objektif kriter ve değerlendirmelerden uzak bir şekilde, tamamen algı oluşturmaya yönelik kasti bir başlık kullanılarak yapılan bu haber ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamanın yapılması zaruri olmuştur” diye yalanlama gönderilmiş.
Sadece ilk paragrafı yazdım çünkü gönderilen metinde skandal ifadeler var!
Allah aşkına bu şekilde bir metin koskoca Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından nasıl hazırlanır?
Sadece muhtarın sözlerini veren gazetelere “basın ahlak ilkelerine uymamış” demişsiniz.
Ve “objektif” değil demişsiniz!
Eğer o salonda Kayısı Haber olarak biz olsaydık muhtarın sözlerini yine aynı şekilde verip sorular sorardık Büyükşehir Belediyesi’ne.
Bir mahallenin oylarıyla seçilmiş muhtarın üç aydır yine seçilmiş bir başkandan randevu alamamasını sorardık!
Muhtar randevu alamıyorsa vatandaş nasıl randevu alır, diye habere yorum katardık.
Allah aşkına siz gazeteciliği nasıl tanımlıyorsunuz?
Sadece tırnak içinde verilen muhtarın sözleri yüzünden gazetelere gazetecilik öğreteceğinize o muhtarı arayın. Üç aydır niye randevu vermediğinizi mantıklı bir şekilde anlatın.
Amaç hizmet ise kamuoyunu bilgilendirmeyi kendine şiar edinmiş gazetelere ders vermeyin.
Herkes işini yapsın!
Zaten genel hatlarıyla gazeteler bültenlerinizi yayınlıyor.
Bırakın da ayda yılda bir işlerini yapsınlar!
MURAT EFENDİ SEN BAŞKA İŞLERE BAK!
Büyükşehir Belediyesi’nin anlamsız tekzibine cevabı gördüğüm kadarıyla bi Net Haber gazetesi cevap vermiş.
Fakat bu olaydan sonra Malatya Time’da Murat Çetin muhtarın bu çıkışını eleştirmiş.
Murat Çetin gibiler yüzünden basın bu hale geldi maalesef!
Muhtarı tanımlarken “muhtardan sayıldığı için davet edildi” demiş.
Ve yaptığının “sabotaj” olduğunu söylemiş.
Memlekette demokrasi olduğunu unutan çok insan gördüm de kendine gazeteci diyen birinin demokrasiyi unuttuğunu çoktandır görmemiştim.
Deli misiniz?
Gidin Gürkan’ın yaptığı güzel şeyleri yazın.
Gidin Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin yapmış olduğu tasarruf tedbirlerini yazın.
Siz hep iyiyi görün ve yazın.
Bırakın da seçilmiş bir muhtarın naif protesto hakkına karışmayın!
Muhtar ne yapmış da “muhtar efendi” diye hitap ediyorsun!
Altüstü Başkan konuşurken fikirlerini söylemiş ve salonu terk etmiş!
Bak Murat Efendi!
Senin gibiler yüzünden bu tür şeyler “ihtilal” gibi karşılanıyor!
Bir muhtarın kendi mahallesi ile ilgili sıkıntıları söylemesinde ne gibi bir sabotaj olabilir!
Peki ben de soruyorum:
Bu yazıyı hangi amaçla yazdın?
Büyükşehir Belediyesi ile bir ticari ilişkin var mı?
Hangi belediyeler eleştirilir hangileri eleştirilemez?
(Söz konusu olan muhtarı tanımam, hayatımda görmedim. Muhtemelen o da beni tanımaz)
GAZETECİLİK YAPIYORLAR!
Maldia Dergisi’nden sevdiğim arkadaşım Bayram Güder bu aralar daha önce görmediğim bir düzeyde bazı siyasetçileri eleştiri yağmuruna tutuyor.
Bi şey dediğim yok.
Fakat Başkan Selahattin Gürkan’ın VUSLAT TV’ye çıktığı programda sorulan soruları eleştirmiş.
Daha doğrusu Vuslat grubunun genel müdürü Lütfi İnan’ın sorularını “Gazeteci değil de hesap soran bir müfettiş edasına büründü” diye tarif etmiş.
Bu aralar “bazı” siyasetçileri eleştirip bazı siyasetçilere sadece soru soran gazetecilere kızıyorsan burada bir terslik var Bayram Abi!
Olmaz!
Gazetecilik kişilere göre değerlendirilmez!
Hakan Kahtalı’yı eleştirebilirsin.
Esenlik bağlantısını eleştirebilirsin.
Ki ben zamanında çok eleştirdim.
Esenlik olayı patladıktan sonra tek kelime yazmayıp şu anda Esenlik’i hatırlamana bi şey demiyorum.
Sonuna kadar eleştirebilirsin!
Ama bırak da gazeteciler soru sorsun!
Soru sormayan bir gazeteci olamaz!
Bir gazeteci bir gazetecinin sormuş olduğu sorulara kızmaz!
Bu köşede sevdiğim de olsa fikirlerimi açık açık yazıyorum.
Küsmek yok, ona göre…
