Ahmet Küçükşahin

Toplumun En Dürüst İnsanları Siyasiler Olmalıdır

Ahmet Küçükşahin

Ülkemiz temsil sistemine dayanan bir yöntemle yönetiliyor. Bizler tercihlerimize dayanan oylarımızla bizler adına söz söylemek, karar almak, o kararı uygulamak ve bazı tercihlerde bulunmak üzere içimizden birilerini belirliyoruz. Bu belirlediğimiz kişilerin bir kısmı en etkin yerlerde görev alıyor.
Dolayısıyla bizler adına karar alıp uygulayan bu kişilerin sözü ve özü bir, ağzından çıkanı kulağı duyan, bugün ak dediğine yarın kara demeyen, sözünün değeri olan insanlar olması gerekir. 

Oysa durum biraz farklıdır. 

Bizi yönetmekte olan bir kişinin çelişkilerini ortaya koyup eleştirdiğimiz zaman, onun taraftarları anılan kişinin siyasi bir kişi olduğunu vurgulayarak, yalan söylemesi, dün öyle, bugün böyle demesi normal karşılanmaktadır. 

Halbuki durum tam tersi olmalıdır. 

Siyasetçi toplumun en dürüst insanı olmalıdır. 

Siyasetçinin sözünün değeri olmalıdır. Başka bir deyişle sözünün değeri varsa siyasetçi olmalıdır. 
Oysa bugün, sözünün kıymeti olmayan ancak parasının gücü olanlar siyaset arenasında boy göstermektedirler. 

Zira kişilerin oy vermek için tanımak istediği siyasi adayların kendilerini tanıtabilmesi için çok yüklü bir paraya ihtiyacı vardır. Radyoya ve televizyona çıkabilmek, gazetelerde seçim propagandası yapabilmek ve bizzat seçmenin ayağına giderek kendini tanıtabilmek için gereklidir.

Parası olmayan ve ancak dürüst insanların, yani kendisini tanıtma imkanı bulamayan insanların tercih edilme şansı bulunmamaktadır. 

Uzunca bir süredir Cumhuriyet Tarihi (1919-1938) konularını çalışıyorum. Tarihin kaydettikleri ile günümüz siyasetçilerinin oy almak uğruna topluma söyledikleri arasında hiçbir ilinti bulunmamaktadır. 
Halk deyimiyle ‘yalanın bini bir para’dır. 

Benim endişem; yalanlarla ve bilimsel gerçekler dışındaki bilgilerle beslenen halkın gelecekte düzgün bir iş yapması mümkün olmayacağı noktasındadır. 

Her konuda (din, tarih, felsefe, coğrafya vb.) yalan ve yanlış bilgilerle toplumu zehirleyen insanlara; oyumuzu vermek değil, günahımızı dahi vermememiz gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları