Ahmet Küçükşahin

Mustafa Kemal'in Ordusunda Bir Alman Yüzbaşı

Ahmet Küçükşahin

Gündem, İstanbul seçimleri, ancak hayat devam ediyor. Bu aralar okuduğum “Mustafa Kemal’in Ordusunda Bir Alman Yüzbaşı” adlı bir kitaptan bahsetmek istiyorum.
Hans Tröbst adlı bir Alman yüzbaşı 1918 yılında Birinci Dünya Savasında ülkelerinin yenilmesi üzerine Türk Milli Mücadelesine katılmak üzere 1920 yılında Anadolu’ya gelir ve 1923 yılları ülkesine döner. 
Bu günlerimizin ve Mustafa Kemal mücadelesinin değerini anlayabilmek için, Yüzbaşı Hans’ın anılarında yer alan (1920-1923 yılları arası) bazı ayrıntıları bilmemizde yarar vardır. 
-    Kemal Paşa (Ankara’da) alkolü yasaklamıştır.
-    Ankara’da Milli Mücadeleye katılacaklar (Ankara’nın) onayından geçiyordu.
-    Petrol (gaz ve benzin) develerle taşınıyordu.
-    Milli Mücadeleye karşı direnç gösterenler; Ermeni ve Rumlar, İngilizler tarafından yönlendirilen Osmanlı din adamları ve İngilizlerin satın aldığı Türk hainlerdi.    
-    Anadolu askeri uygun davranılırsa, olabilecek en iyi malzemedir. 
-    Bir gün bir bölük çalışmak için yola çıkmıştı, birdenbire yürüyüş kolundan yirmi yedi kişi ayrılmış, tüfeklerini şaşkın bakan bölükbaşına çevirmişlerdi ve ona sakin sakin, bu zulmün artık yettiğini, hem de derhal toptan evlerine gitmek istediklerini, bunun için şimdi, hemen “böylece” teskere verilmesini ifade ettiler. 
-    Anadolu’da, yaygın olarak, Kırım Savaşında kapılmış olan frengi hastalığı vardı. 
-    Yunanlıların Anadolu’ya gelişlerinde kullandıkları slogan; “Kültür” ve “Hıristiyan halkı Müslüman boyunduruğundan kurtarmak” olmuştur. 
-    Yunan başbakanı yapmış olduğu bir meclis konuşmasında “Hıristiyanları Müslüman boyunduruğundan kurtaracağız” demiştir. 
-    Yunan geri çekilirken, demiryolunu öyle tahrip etmişti ki-her parçası ortadan patlatılmıştı-tekrar kullanılacak hale getirilmesi aylar sürerdi. Ama en kötüsü: Onarmak için hiç ray yoktu, yalnızca Konya yolunda biraz yedek malzeme bulunuyordu. 
-    Bu köyde de, savaşı bir imha savaşı olarak sürdüren Yunanlıların yaptıkları zulümlerin işaretlerini gördüm. Meyve ağaçlarını devirmişler ve kuyuları insanlar ve hayvanlarla üst üste doldurmuşlardı. 
-    Yunanlılar gelince, çoğunlukla erkekler toplanıp camilere doldurulmuşlar ve sonra burada ateşe verilmişler, kaçmaya çalışanlar makineli tüfekle vurulmuşlardı.
-    Büyük Taarruzun vakti fevkalade uygun seçilmişti, büyük ölçekli Yunan münavebesinin (birlik değişiminin) tam ortasına denk getirilmişti, ama münavebe yapan (Yunan) birlikleri henüz yerlerini almamışlardı. 
-    Bir atasözü: Bir Yahudi on Ermeni’yi aldatır, ama bir Yunan on Yahudi’yi aldatır. 
-    Anadolu’da geçirdiğim üç yıl boyunca birden fazla karısı olan sadece iki Türk’e rastladım.
-    Hükümet yakında bir yasa çıkarmıştı: Bazı resmi dairelerde, günümüze kadar kullanılan Fransızca, her yerde derhal terk edilecek ve yerine Türkçe kullanılacaktır. 
-    Kader, çaresizliğin en büyük olduğu anda ülkeye “çaresiz halkın” yazgıdan talep etmeye hakkı olduğu adamı verdi, o adamı biz de (Almanya olarak) talep ediyoruz ve onu içimizi kemire kemire candan bekliyoruz.
-    Bu yaşam sorunları nutukla ve oylamayla değil, yalnızca kan ve silahla çözümlenir. 
-    Yükselme irademiz olduğu sürece hiçbir şey yitmiş değildir. Yalnız kendini teslim eden bitmiştir. 
 

Yazarın Diğer Yazıları