Ahmet Küçükşahin

Hilafet-1

Ahmet Küçükşahin

Çeşitli kaynaklarda ifade edildiği üzere “Hilafet”, Hz. Muhammet’in soyundan gelenlere tanınan bir hak olup, devlet, toplum ve dini yasalara ilişkin her hususta kesin bir yetkiyi içinde barındırır. 

İslamiyet’in iki büyük mezhebinden biri olan Sünniler, Halifenin, akil, yetişkin, özgür olarak doğmuş, dini ve medeni hukuka vakıf, adil ve güçlü bir lider olması gerektiğine inanırlar. Her şeyden önemlisi de O’nun, Kureyşi kabileden geliyor olması gerekir. 

Şiiler ise Hz. Ali’nin soyundan gelenlerin halife olması gerektiğini ileri sürerler. 

Yavuz Sultan Selim Halifeliği kendi şahsına aldıktan sonra Vahabiler ve diğer Muhammedi mezheplerce bu durumun mesnetsiz bir gasp olduğu savı ile şiddetle karşı çıkmışlardır. 

Hanefi mezhebine mensup Ulema da Osmanlı Sultanların bu makamda hak sahibi oldukları yönündeki düşüncelerini ifadeye devam etmişlerdir. 

Hilafet makamı şu prensipler üzerinde sürdürülmüştür. 

Birincisi, Sultanlar bu unvanı üzerine aldığında, Ulemanın kendisine teslim ettiği Hilafet kılıcında simgeleşen güç kullanma yetkisi;

İkincisi, seçilmiş olması,

Üçüncüsü, bu makama aday olarak gösterilmiş olması;

Dördüncüsü, her iki kutsal mekanın koruyuculuğunu üstlenmiş olması;

Beşincisi, kutsal emanetleri sahiplenmiş olmasıdır. 

Yine Arap yazarlar arasında Hilafet’in dini mi, yoksa bir medeni hukuk meselesi mi olduğu yönünde ki görüş ayrılığı da hatırı sayılır düzeydedir.

Halife’nin mutlak suretle Kureyşlilerden mi seçilmesi gerektiği meselesi İslami yazarlarca ciddi görüş farklılıkları ile tartışılagelmiştir. 

Türk Sultanları Halifelik için gerekli olan tüm şartları yerine getirdiğini ileri sürüyor olsalar bile, bu sahiplenişin İslam dünyasının ne genel görüşü olduğu, ne de bu hakkın onaylamış olduğudur. 

Abbasiler döneminde Kuran’a dair anlaşmazlıklar o denli keskindi ki Halifenin nezdinde yapılan tartışmalar çoğu zaman, itibarı daha az olan grubun kindarca bir muameleye maruz kalması ile sonuçlanıyordu. 

İbn-i Haldun, ibadet, yargı, şeriat ve cihat gibi dinen caiz olan tüm konuların Halife’nin yetkisi altında olduğunu ileri sürer. 

Not: Bu konudaki yazı Hilafet-1, Hilafet-2 ve Hilafet ve Mustafa Kemal olarak üç bölümde yayınlanacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları