Ahmet Küçükşahin

Halk Devletten Eğitim Talep Etmelidir

Ahmet Küçükşahin

Kaba güce dayalı, teknolojiden uzak çalışma biçimiyle, bilgi ve eğitime dayalı modern ve teknolojik çalışma tarzı arasında çok büyük fark vardır. 

Bilgiyle beslenen emek ve teknoloji çok daha etkilidir. 

Eğitim ülkemizin temel zenginliği olmalıdır. 

Gençler nasıl terbiye edilirse, öyle yetişirler. 

Çocukluk döneminde çocuğun aklı, ruhu ve kalbi, işlenmemiş bir tarla gibidir ve boştur çünkü oraya hiçbir tohum saçılmamıştır. 

Anneler ve babalar çocuğun ruhuna ve zekasına hitap edecek şekilde konuşamıyorlar; isteseler de bunu beceremiyorlar. 

İstediğiniz kadar mükemmel kanunlar yapın, seçimleri mevzuatları oluşturun, siyasi ideolojilerin mucizevi güçlerine inanın, çocuklarınız iyi terbiye görmeden hayata atılırlarsa ne kadar iyi hukuka sahip olursak olalım toplum hayatımız sefil ve sönük olacaktır. Bu gençlerin arasından çıkan memurlar işlerinde ihmalkarlık yapacak, milletvekilleri kendi çıkarlarının peşlerinden koşacak, bakanlar ise siyasi cambaz olacaktır. 

Düşünün, karanlık bir evde dolaşıyorsunuz. Yüzlerce oda; her odanın içinde de çeşitli eşyalar var ama ışığın zerresi yok!

El yordamıyla yönünüzü buluyorsunuz. Bu esnada hem başkalarının eşyalarına zarar verir, hem de kendinizi yaralarsınız. 

Politikacılar hala yalancılıklarına ve yağmacılıklarına devam ediyorlar. Ülke vatandaşlarının zekasını, bilgisini ve vicdanını geliştirmeyi hiç düşünmüyorlar. 

Zenginler ile yoksullar bahçe ve orman gibidir. 

Bahçenin içinde güzel, kum döşeli yollar açılmış. Patikaların her iki tarafı da çiçeklerle ve meyve ağaçlarıyla süslenmiş.

Göz alabildiğince uzanan yemyeşil, bakımlı çayır ve çimenler. Kameriyelerin çevresini menekşe ve güller sarmış.

Fıskiyelerden sular akıyor. Kimi yerlere heykeller dikilmiş. Şadırvanların ve yolların kenarına banklar konulmuş. Her köşeye ve her fidana özenli bir insan elinin dokunduğu anlaşılıyor. 

Şimdi bir ormana göz atalım: Buradaki görüntü bambaşkadır. Burada her şey yabani ve bakımsız; kaderine terk edilmiş. Tohumları nereye düşerse, ağaçlar ve çalılar orada biterler. Sık çalılar ve bitkiler yüzünden kimi yerlerinden insan geçemez. Fırtınada devrilen ağaçlar devrildikleri yerde çürürler. Var olan patikalar da tamamen şans eseri oluşmuşlardır. Ormanın düzenlenmesi ile kimse uğraşmaz. 

Halkın zengin kesimi yukarıda anlattığım bahçeye benzer. Eğitim, terbiye, konfor, sağlık, koruma ve sanattan alınan zevk hep onlar içindir. 

Halk ise balta girmemiş bir ormana benzer. Ormandaki ve bahçedeki ağaçlar nasıl canlıysa; halkı oluşturan çoğunluğu yoksul milyonlar ve zenginler de insandır. Onlar da zeki ve yetenekli; geliştirilmeye uygundurlar. 

Devlet demek, eğitim demek olmalıdır. Halkın çoğunluğunun çağa uymayan bir eğitim sistemi ile eğitilmesi veya eğitimden yoksun bırakılması bir cinayettir. Bu nedenle eğitimin özelleştirilmemeli ve herkese eşit fırsat olarak sunulmalıdır. 

Yazarın Diğer Yazıları