Ahmet Küçükşahin

Çanakkale Muharebeleri İçin Ayrıntılar

Ahmet Küçükşahin

8,5 ay süren Çanakkale muharebelerinde İtilaf devletleri adına İngiltere 410 bin, Fransa 79 bin olmak üzere 489 bin askerle katılmıştır. Bunlardan 205 bin İngiliz askeri ile 47 bin Fransız askeri olmak üzere 252 bin asker zayi olmuştur. Bu arada İtilaf Devletlerine ait 6 savaş gemisi ve 8 denizaltı batırılmıştır. 
Çanakkale muharebelerine 300 binden fazla asker ile katıldık. 57 bin 84 şehit, 97 bin 864 yaralı, 11 bin 78 kayıp/esir olmak üzere; hava değişimi alanlar, adi ve bulaşıcı hastalıktan ölenler ve hastaneye sevk edilenler dahil, 213 bin 882 Mehmetçiğimiz zayiat listesinde yer almıştır.

19 Mayıs 1915 günü Arıburnu cephesinde yapılan muharebelerde bir gün içinde 10 bin kişi zayiat verilmiştir. Güneyde Seddülbahir bölgesinde (28 Haziran-5 Temmuz) yapılan Zığındere muharebelerinde birliklerimiz 16 bin kişi zayiat vermiştir. 

Osmanlının savaşa girmesi ile birlikte İstanbul ve Çanakkale boğazları ticaret filoları dahil bütün gemilere kapatılmıştır. Bu esnada Karadeniz’de İngiltere, Rusya, Fransa, Belçika ve İtalya’nın toplan 85; Yunanistan, Romanya, Danimarka, İsveç ve Hollanda’nın toplam 27; Almanya, Avusturya-Macaristan’ın toplam 17 olmak üzere 129 (toplam tonajı 350 bin ton) gemiden oluşan ticaret filoso Karadeniz’de mahsur kalmıştır. 

Çanakkale Muharebeleri’nde Türk tarafında binlerce Harbiyeli, tıbbiyeli, mülkiyeli, sultani öğrencisi, Türk ocaklarından yetişmiş aydın bir kesim kanını akıtmış, canını vermiştir. Örneğin, İstanbul Hukuk Mektebi’nden savaşa katılan 900 öğrenciden sadece 17’si sağ olarak geri dönebilmiştir. 

Birinci Dünya Savaşı esnasında Osmanlı Padişahı’nın ilan ettiği cihat Berlin istemidir. Bir araştırmacı bunu “Alman yapımı Cihat” diye nitelendirmiştir. Tarihçi Ziya Şakir Bey de bu gelişmeleri, “Hazreti Muhammet cihat için Allah’tan emir alıyordu. Biz ise Alman İmparatoru’ndan alıyoruz” şeklinde yorumlamıştır. 

Çanakkale Harekatı’nda, bir metrekareye 6 bin mermi düşmüştür.

İngilizler, yaptıkları hesaba göre, Gelibolu Yarımadası’nı bir inç (yaklaşık 2,5 santimetre) demir bir levhayla kaplayacak kadar mermi atmışlardır. 

Siyonistler Çanakkale Harekatı’nda bir birlik göndererek İngilizlerin yanında yer almışlardır. Bu birlik 55 kişi kaybetmiştir. 

Çanakkale Harekatı’nı yöneten Liman von Sanders’in ifadelerine göre, Türk askerinin “Çoğu yarı çıplak, çoğu yarı açtı. Haftada bir gün kemikli bir parça et verilebiliyordu. Pirinç ve etli bir yemek gördüklerinde cephede bayram ediyorlardı. Halbuki genellikle gıdaları birkaç zeytin ve bir somun ekmek oluyordu.

Bitkisel yağda haşlanmış buğday kırığı yiyorlardı. Fakat Türk askerinin bu feci şartlardan dolayı şikayet ettiğini görmedim.” demektedir.  

Çanakkale’de tümen komutanlığı yapmış olan Alman Albay Hans Kannengiesser’e göre;

-        Levazım işleri oldukça düzenli ve dürüst bir şekilde yürütülüyordu.
-          Zamanlama sürekli bir sorun kaynağı olmuştur. Örneğin Almanlara göre saat 06.00, gece yarısından 6 saat sonra demekti; Türkler içinse Güneş doğduktan 6 saat sonra demekti. Türkler Hicri Takvim’i kullandıklarından, durum tarihlerde de farklı değildi. 
-           Savaşın zorlukları, zaten büyük yoksulluk ve konfordan uzak koşullar içinde doğan, hatta yatağı bile bilmeyen ve bir parça pilav veya et yediğinde kendini şımarmış hisseden Türk askerini etkilemiyordu. Hatta, Balkan Savaşı’na katılan askerlerin çoğu acemi askerlere. ‘Bu da savaş mı ki, burada her gün yemek var’ diyordu.
-           Günde iki öğün yemek verilmekteydi. Öğün yağda pişirilmiş sebze çorbasıyla ekmekten ibaretti. Ayrıca zaman zaman ‘bulgur’ adı verilen ve çekildikten sonra kokmuş yağda pişirilerek soğuk servis edilen bir arpadan ibaret olan ama asker arasında çok sevilen bir yemek verilmekte idi. 
-           Yukarıda anlatılan yiyecekler bakılırsa, Türklerin yiyecek ikmali fazla ağırlık tutmuyordu. Yine de savaşın sonuna doğru ordunun günlük ortalama tüketimi 400 tonu buluyordu. 
-           Sorun oluşturan şeylerden birisi de, Türk üniformalarının kötü durumuydu. Bunun nedeni, zaten az olan eldeki kum torbalarının bile zaman zaman üniformalara yama olarak kullanılmasıdır. 
-           Özellikle söz edilmemekle birlikte, anlaşıldığı kadarıyla Türkler su içmekle beraber başka hiçbir yerde su kullanmıyorlardı. Buna bir de kullandıkları kokmuş yağ eklenince epey kötü kokuyorlardı.
-           Türkler, cesetlere ve kokulara karşı inanılmaz derecede duyarsızdılar. Örneğin, ön cephede iki askerin, üç cesedi üst üste yığdığını hatırlarım. Bunların üzerine oturmuş ve ekmek ile zeytinini yiyordu. 
-           Gelibolu Savaşının verdiği ders; psikolojik güçler fiziksel olanlara, ruh maddeye üstün geldi.
.

Sonuç olarak;

Çanakkale’de büyük bir aydın kaybı ile karşı karşıya kalınmıştır. Bu nedenle harpten sonra uzun müddet neslimizin gürbüz kuşakları arasında geniş boşlukların acısı çekilmiştir. 

Gelibolu, Anzaklar için Anzak ruhunun doğum yeri, İngilizler için Winston Churchill’in nerdeyse çöküşü, Türkler için Kurtuluş Savaşı’nın temellerinin atıldığı tarihi bir dönüm noktasıdır. 

Her milletin tarihinde Çanakkale Zaferi gibi abideler görülmez. Bizde vardır ve bütün Doğu’da tektir. Çanakkale Zaferi, çok kolay organize olan, direnebilen tahammül edebilen ve belirli bir hedef etrafında ısrar eden bir ordu, kumada heyeti ve toplum olduğumuzu gösterir. Cumhuriyet’i kuran da işte bu mayadır. 

Mustafa Kemal’in Çanakkale’de kazandığı zaferin odu ve millet arasında yayılmasını gösteren en çarpıcı kanıt, 1917 yılında Urfa’da yaptırılan anıttır. Vali konağı önünde yaptırılan anıta Çanakkale Şehitler Abidesi ismi verilmiş ve dört yüzünden bir tarafı Mustafa Kemal Paşa Caddesi olarak adlandırılmıştır. Söz konusu anıt Mustafa Kemal’in adını taşıyan Türkiye’deki ilk anıt/kitabe niteliğini taşımaktadır. 

Çanakkale Harekatı’nda hurafe edebiyatına konu olan kahramanların neden öteki cephelerde (Sarıkamış’ta, Kanal Harekatı’nda, vb) görülmediğini kimse açıklayamamaktadır. 

Yorumlar 1
Tamer 16 Eylül 2021 14:43

Enver Paşa, Esat paşa Cevat paşa ve 5. Ordunun komuta kademesinin mekanı cennet olsun

Yazarın Diğer Yazıları