Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen 5000’lik İmar Planı değişikliği askıya çıkarılmış, 18 Ağustos 2020 günü askıdan indirilecektir.
Bir düzenlemenin askıya çıkarılması demek, yapılan düzenlemenin halkın bilgisine sunulması, itirazı olanların bu süre içerinde itirazlarını yapması demektir. İtiraz olmaması mevcut düzenlemeyi benimsemek anlamına gelecektir.
Bu imar düzenlemesi özellikle sulu tarım veya bahçecilik yapan halkta büyük hayal kırıklığı yaratmıştır. Yeşilyurt ilçesi sınırlarında bulunun bağ ve bahçelerin vatandaşlara dağılımı büyük ölçüde 5 dönümü geçmemektedir. Bu küçük alanlar vatandaşın geleceğe yönelik hayalleridir.
İçerisinde vakit geçirmek, boş zamanlarını değerlendirmek, üç beş bin lira gelir elde etmek, çok sıkıştığında tamamını veya bir kısmını satıp paraya çevirmek gibi…
Oysa Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış olduğu bu düzenleme ile bu umutları bir mum gibi söndürmüştür. Kimi bahçeleri fuar alanı, kimi bahçeleri yeşil alan, kimi bahçeleri spor alanı olarak düzenlemiştir. Bunun anlamı, bu bahçelerde bir ev yapamamak, parselleyip satamamak, hiç satamamak, tek alıcısını devlet yapmak, dolayısıyla değerini beşte bire düşürmektir.
Bu nedenle halk bu duruma isyan etmektedir. Belediyenin önü vatandaşlarla dolup taşmıştır. Homurtular ayyuka çıkmıştır. Kulak verdiğimiz vatandaşlar “Devlet, yol geçsin diye bahçemizden yol yeri istedi verdik, şimdi bahçemizi istiyor”, “Bu hükümete oy vererek biz kendimizi cezalandırdık, ne yapsalar yeridir”, “Malatya’nın yeşil alana ihtiyacı varsa başta Öznur Çalık, Ahmet Çakır, Selahattin Gürkan, Hacı uğur Polat, Veli Ağbaba gibi vekil ve belediye başkanlarının kapattıkları arazileri yeşil alan yapsınlar. Böylece Malatya’nın 100 yıllık yeşil alan, fuar alanı, spor tesisi sorunlarını çözmüş olurlar” diyorlar.
Kısaca vatandaş haklı olarak isyanda! Bu vesileyle halkın belleğine yerleşmiş olan gerçeklere dayalı düşünceler de su yüzüne çıkmış oluyor.
Unutmamak gerekir ki, demokrasi bir denge sistemidir. Maalesef Malatya’da bozuk olan bu denge din iman söylemleri ile dengelenmeye çalışılıyor. Bugüne kadar da bu sağlandı. Bir il düşünün ki, kişi başına milli gelir ortalaması Türkiye genelinde 10 bin dolar iken, Malatya’da 5 bin dolar idi ve buna neden olan iktidar partisine verilen oy yüzde 70 düzeyinde idi. Malatyalı aç bırakıldıkça oy oranı artıyor. Şimdi de elindekini alınmak isteniyor. İktidar, bu gücü artırmak için Malatya’da dini söylemlere ağırlık verecek ve pembe otobüsten sonra, pembe minibüslere, pembe parklara vb başvurarak halkın dini duygularını okşayarak oyunu artıracaktır.
Oysa iktidarların görevi din bekçiliği yapmak değildir. İktidarların görevi halka refah (maddi unsur) sağlamaktır.
Sonuç olarak, yapılmış olan 5000’lik İmar Planı değişikliğinin askı süresi 18 Ağustos 2020 günü mesai bitiminde dolmaktadır. İmar Planında yer alan ve beğenilmeyen konulara bu süre içerinde itiraz edilmelidir. İtiraz etmemek, durumu kabullenmek ve yapılan düzenlemeden memnun olmak anlamına gelecektir.
