Mesut Parlak: 'Ağbaba CHP için artık bir tehlikedir'

Mahir Temur yine çok konuşulacak bir röportaj yaptı. İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Prof. Mesut Parlak ile yaptığı röportaj yine çok ses getirecek. İşte o röportaj…

Bugün, her Malatyalının tanıdığı ve Malatya milliyetçiliği ile nam salmış, hepimizin hocası, İstanbul Üniversitesi eski Rektörü, Malatya Eğitim Vakfı’nın eski Başkanı Mesut Parlak Hocamız ile bir röportaj yaptım. Yaklaşık 1,5 saat sohbet ettik. Malatya CHP’sini de konuştuk, Veli Ağbaba’yı da konuştuk. İnönü Üniversitesi’ni de konuştuk, yeni açılan Turgut Özal Üniversitesi’ni de konuştuk. Çok soru sordum Hocamıza. İnönü Üniversitesi Rektörü Ahmet Kızılay’ı da sordum, yeni açılan Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Aysun Bay Karabulut’u da sordum. Malatya basınını da sordum. Uzun ama çok kısa sürede okuyacağınız bir söyleşi yaptık.

Hadi başlayalım…

SORU: 23 Kasım 2018 günü Sözcü gazetesinde “Haydi Cesur Yürek Ağbaba” diye bir yazı yazdınız. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu uyararak yerel seçimlerde etkili isimlerin aday olması gerektiğini yazdınız ve hatta direkt Veli Ağbaba’ya partiden teklif beklemeden Malatya Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmasını yazdınız. Ama benim de beklediğim gibi Veli Ağbaba ne aday oldu ne de partisinden bir teklif aldı. Nasıl değerlendirdiniz bu durumu?
 

MESUT PARLAK: Aslında CHP’de sıkıntı büyük… Çok ciddi sorun var Malatya’da. İstiklal Savaşı kahramanı İsmet İnönü’nün kenti Malatya’nın durumu içler acısı. Malatya’da CHP, yoğun bakım olayını da atlatmış ve artık son nefeslerini tüketmektedir. CHP, Veli Ağbaba’nın aday olduğu tarihten başlayarak devamlı irtifa kaybetmiştir. Malatya’nın nüfusu artmasına rağmen oyları düşmüştür CHP’nin. Bu oy düşüşün hesabını CHP yapamıyor. Benim o yazımda ironi vardır. Burada Soner Gökçe’ye bakıyorsun, tek başına bi şeyler yapmak istiyor ama yetersiz. Bütün gücünle önce şehrinde partinin oylarını yükseltmen için çaba harcayacaksın. Bakıyorsun, yok Adıyaman’da, yok Sivas’ta yok Adana ‘da… Böyle bi şey olur mu? Buradaki Büyükşehir adayına destek olmak gerekirken bakıyorsun Soner Gökçe tek başına kalmış. 
 

SORU: Peki Veli Ağbaba gibi bir isim niye Malatya Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmadı?
 

MESUT PARLAK: Ben o yazımda ironi yaptım. Kazanamayacağını düşündüğü için aday olmadı. Cesur Yürek diye afişler astırıyorsun ama elini taşın altına koymuyorsun. Eğer ben bir davanın adamıysam bu sıkıntılı günlerde elimi taşın altına koyarım. Kazanabilirim veya kazanamayabilirim ama sadece Ankara’da oturmam.
 

SORU: Malatya’da son dönemler ilginç olaylar oldu. İnönü Stadı ve Atatürk Kapalı Spor Salonu yıkıldı. Siz de yazınızda “yıkım rezaleti” diye bahsettiniz. Gerçekten de Kurtuluş Savaşı’nın kahramanı ve Malatyalı Rahmetli İnönü’nün ismini taşıyan stat yıkılırken törenle yıkıldı. Ben de o dönemler CHP niye sessiz kalıyor niye bir eylem yapmıyor diye yazı yazmıştım. Hatta şu anda AK Parti’nin Büyükşehir adayı dahi “yıkılma törenine” katılmadı. Aslında bunu sormak istiyorum; CHP veya Veli Ağbaba niye bir tavır koyamadı?
 

MESUT PARLAK: Veli Ağbaba, Şeker Fabrikaları satılıyor diye ayağa kalkıyor ama partisinin kurucusunun isminde olan stadın yıkılma rezaletine ses çıkartamıyor. Böyle bi şey olabilir mi? Bu bir kalite ve kantite meselesidir. Şimdi kendisi alevidir. Her zaman söylerim, Aleviler bu Cumhuriyetin aydınlık yüzüdür. Çok severim Alevileri. Ama öyle bir hale geldi ki Malatya’da CHP, Alevi partisi haline geldi. Nasılsa Aleviler oy veriyor, mantığına dönüşmüş olay.
 

SORU: CHP ile İYİ Parti bir ittifak kurdu. Büyükşehir ve Battalgazi Belediyesi için bu İttifak kurulurken Yeşilyurt Belediyesi için kurulamadı. İYİ Parti Yeşilyurt Belediye Başkan adayı Cem Parlak yeğeniniz. Süreci bildiğim için kısaca özetleyeyim; Malatya CHP’si, üç kişiye Yeşilyurt için teklif götürüyor ama kabul etmiyorlar. Sonra İYİ Parti adayı yeğeniniz Cem Parlak’a teklif ediyorlar ve Cem Parlak da doğal olarak ret edince son dakika bir aday çıkartıyorlar. Bu adayın halen bir haberi basında çıkmadı ve kimse halen tanımıyor. Sadece aday çıkartmak için yapılan bu hamleyi nasıl değerlendiriyorsununuz?
 

MESUT PARLAK: Cem’in soyadından dolayı Ağbaba bunu yapıyor. Eğer ben siyasete girmeyi düşünseydim Turgut Özal dâhil birçok genel başkandan teklif almışımdır. Ben akademisyenim ve siyaseti hiç düşünmedim. Veli Ağbaba yanlış yapıyor ve sizin tabirinizle ‘siyasi cinayetler’ işliyor. CHP’nin şu anki Yeşilyurt adayı “Veli Bey istedi ben de aday oldum” diyormuş. Bugün Veli Ağbaba, Malatya’daki CHP için artık bir tehlikedir. Geçmişte Malatya’da müthiş bir CHP sevgisi vardı. CHP Malatya’da ne hale geldi? Çok yazık. Veli Ağbaba kendisini çok yükseklerde görüyor ama partisi Malatya’da ne halde?
 

SORU: Aslında Malatya’da CHP’nin küskünleri küsmemişlerinden daha fazla gibi. Bu değerlendirmeye katılır mısınız?
 

MESUT PARLAK: Bunun farkındayım ve bu çok büyük bir sorundur. Malatya’da bir kişi kimseyi takmadan ‘ben ne yaparsam doğrudur’ anlayışıyla hareket ediyor. Toplumlarda büyük heyecanlar liderlere bağlıdır. İl başkanları, yardımcıları, ilçe başkanları, milletvekilleri, partiye hizmet etmiş isimler önderlik yaparlar. Ama CHP’de bu var mı? Malatyalı inandığı insana çok güvenir. O inandığı kimse onunla her yere gelir. Öyle CHP’liler var ki… Çok donanımlı insanlarımız var. Ama maalesef kenara itilmişler.
 

SORU: CHP ile ilgili son sorumu sormak istiyorum. Hekimhan’da tatsız bir olay yaşandı. Veli Ağbaba, Hekimhan seçim bürosu açılışına katılan Cem Parlak ve ekibine tepki gösterince CHP Büyükşehir Adayı Soner Gökçe tepki göstermişti. Bu tepkiden sonra Soner Gökçe ile Veli Ağbaba’nın yumruklaştığı dahi konuşulmuştu. Seçime çok kısa bir süre kalmışken Veli Ağbaba’nın bu hareketini nasıl değerlendiriyorsunuz?
 

MESUT PARLAK: Ben Veli Ağbaba’nın donanımlı bir entelektüel olduğunu düşünmüyorum. Günlük gazete dahi okumadığını düşünüyorum. Kitap okumadığını da düşünüyorum. Belli bir bilgi birikimi olmadığı için ne yapacağını kestiremezsin. Bu kadar cahillik yapılabilir mi? Bu kente gerçekten yazık ediliyor. CHP’nin Büyükşehir adayı ile CHP’nin milletvekili yumruk yumruğa seçim hattında birbirine giriyor. Bir CHP’li olarak üzülüyorum.
 

 

SORU: Türkiye’nin saygın üniversitelerinden İstanbul Üniversitesi’nde okudunuz, 2005-2009 yılları arasında rektörlük yaptınız. Daha önce yıllarca dekanlık yaptınız. Malatya Eğitim Vakfı’nda başkanlık yaptınız yıllarca. Malatya’da iki okul yaptırdınız. Kısacası her Malatyalının gurur duyduğu bir isimsiniz. Malatya milliyetçiliğiniz sizinle temas kuran her Malatyalının dilinden düşmez. Öncelikle İnönü Üniversitesi’ni sormak istiyorum. İnönü Üniversitesi’ni nasıl buluyorsunuz?
 

MESUT PARLAK: Öncelikle genelleme yapayım. Türkiye’de artık üniversite eğitimi kalmadı. Artık rektörlük seçimi de yok. Ben kendimi tanıtırken Cumhuriyetin son rektörü diye tanıtıyorum. Çünkü bizden sonra seçim kalmadı. Böyle bi şey olamaz. Hiç mi bu ülkede vatanını seven Cumhuriyet ilkelerini benimsemiş liyakatli bir insan yok? AKP’li olmayan bir akademisyen yok mu? 2005-2009 yılları arasında AKP’yi eleştiren 14 tane senato bildirisi yaptım. 10 yıl geçti AKP’yi eleştiren bir senato bildirisi olmadı. Olamaz da. Üniversiteler partiler üstüdür. 
 

SORU: İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Ahmet Kızılay’ı tanıyor musunuz?
 

MESUT PARLAK: Evet, tanıyorum.
 

SORU: Nasıl buluyorsunuz, takip edebiliyor musunuz?
 

MESUT PARLAK: Pek takip edemiyorum ama orada da sadece Prof. Sezai Yılmaz olmasa İnönü Üniversitesi’nin adı yok. Türkiye’de YÖK denen bir kuruluş var. Şu anki YÖK Başkanı Prof. Yekta Saraç… “Alo Fatih” var ya, Fatih Saraç… Onun kardeşidir. Tek bir örnek vereyim ve üniversiteler ile ilgili sorunuzu burada noktalayalım. 9 Eylül Üniversitesi Tanzim Satış noktası açtı... 
 

(Ben gülümseyince Mesut Hocamız da, “Gerçekten” dedi ve “İşte üniversiteler” dedi)
 

SORU: Peki İnönü Üniversitesi sizce hangi rektör döneminde ülkede ön plana çıktı?
 

MESUT PARLAK: Kendisini hiç sevmem ama Fatih Hilmioğlu zamanında hem fiziksel hem de bilimsel açıdan büyük atılım yaptı. Ama İnönü Üniversitesi’ndeki bu ayrışmanın temelini Fatih Hilmioğlu attı.
 

SORU: Nasıl yaptı bu ayrışmayı?
 

MESUT PARLAK: Gardırop Atatürkçülüğü yaparak ayrıştırdı. Askerleri konferans vermeye çağırdı mesela… Allah diyene gerici dedi, öbürüne de sahip çıktı. Ama fiziksel ve bilimsel anlamda Fatih Hilmioğlu dönemi önemlidir.
 

SORU: Malatya’da yeni açılan Turgut Özal Üniversitesi’ni sormak istiyorum. Hem Malatya özelinde hem de yeni açılan üniversiteleri nasıl buluyorsunuz, sorusunu sorayım önce.
 

MESUT PARLAK: Size zahmet bi bakın, çoğu bölümler boş. Böyle bi şey olamaz. Akademisyenlik bu kadar kolay değil. Yani neden açıldı, niçin açıldı bilemiyorum ama ben iyi bulmuyorum. Çünkü bırakın öğrenciyi o öğrenciye bilim öğretecek akademisyen yok.
 

SORU: AK Parti MKYK üyesi ve yıllardır Malatya AK Parti milletvekilliği yapan Öznur Çalık’ın kız kardeşi Aysun Bay Karabulut yeni açılan Turgut Özal Üniversitesi’ne rektör olarak atandı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
 

MESUT PARLAK: Etik değil. Belki çok yetenekli ama etik değil.
 

SORU: Peki sizce bir rektör nasıl olmalıdır?
 

MESUT PARLAK: İki boyutu var. Bir, rektör olunca Malatya’ya geldim ve kalabalık bir ortamda konuşma yaptım. Ben bu kentin çocuğuyum yani Cumhuriyetin çocuğuyum. Benim annem ümmi… Ben böyle bir annenin çocuğuyum. Kim benimle ilgili bir konuşma gerçekleştirdiğinde hiçbirinizin yüzünü kızartmayacağım, dedim. İkincisi;  Rektörlüğümün altıncı yılında Sayın Erdoğan Başbakan, bir toplantıda aynen şunu söyledim: Sayın Başbakan bize müteahhitlik yaptırmayın. Benim işim akademisyenlik, üniversitenin biz akademik boyutuna bakalım. Para, pul, inşaat, tamirat gibi konulara başka formül bulunsun. Bu para konuları yüzünden bi sürü insan mahkemelerde sürünüyor, dedim. Bunu ayıralım, dedim. İkinci rektörlük de olabilir başka formül de olabilir, dedim. Biz Tayyip Bey ile çok eski tanışırız. Rektörlüğüm dönemimde bana çok destek vermiştir. 30 yıllık arkadaşım Deniz Baykal rektör olduktan 1,5 yıl sonra bir işi olduğu için aradı ama Sayın Erdoğan ilk gün beni aradı. Çok destek verdi bize. 
 

SORU: Sayın Erdoğan ne cevap verdi size?
 

MESUT PARLAK: Çok doğru dedi. Bunun üstünde çalışalım, demişti. Ama üzülerek söyleyeyim ki bazı rektörler bana kızdılar.
 

SORU: Parayı-pulu bizden alın dediniz aslında…
 

MESUT PARLAK: 400 milyon dolar Sevgili Temur… Tek senin imzan geçiyor. Bu sistem çok yanlıştır. İnönü Üniversitesi’ne bir rektör atayacaksan Ankara’dan getirteceksin, Isparta’dan getirteceksin. Ben İstanbul Üniversitesi rektörüyüm ama benim kliniğim var. Ama kliniğimde de benden kıdemsiz çok insan var. Onların bi yanlışında ne kadar objektif olabiliyoruz. İnsani ilişkiler içerisinde etki alanında kalırsın.
 

 

SORU: Siz de bir köşe yazarı olduğunuz için Malatya basınını sormak istiyorum. Malatya basınını takip ediyor musunuz?  Nasıl buluyorsunuz?
 

MESUT PARLAK: Türkiye basını ne durumdaysa Malatya basını da aynı durumda… Geçmişteki o tarafsız basın maalesef yok. Sizler gibi bir-iki kalem var. Sevgili Temur sizi izliyorum ve takdir de ediyorum. Çünkü Malatya basını Türkiye’deki medya gibi yandaş bir hale gelmiş. Malatya basınında da sıkıntı büyük…
 

SORU: Maddi sıkıntılarından dolayı baskılara boyun eğen bir yapı hale dönüşmüş diyebilir miyiz?
 

MESUT PARLAK: Tabii bu neden kaynaklanıyor? Eğer bu ülkeyi yönetenler yandaşlığa sıcak bakmasalardı, medyada kesinlikle bu duruma gelmezdi. Çünkü insanlar ekmek yemek zorundalar. Adalet kavramı çok önemlidir. Hele basında daha çok önemlidir. Medya diye bi şey kalmadı maalesef.

 

SORU: Bilmeyenler olabilir ama sizin bir umre ziyaretinizde komik bir diyaloğunuz konuşuluyor. Biraz anlatabilir misiniz?
 

MESUT PARLAK: Ben yıllardır namazımı kılarım ama burada beni ateist diye bilirler. Emekli olduktan sonra umreye gittim. Beni medyadan tanıyanlar “Burada ne işin var” dediler. Buranın tapusu sizde mi, dedim. Baktım olmuyor, kaldığımız otelin lobisinde biraz da kalabalık bir ortamda şunu söyledim: “Burada ne işin var “ dediler. Belki sizin de aklınıza gelmiştir, ben söyleyeyim. Suudi Kralı, Kanun Hükmünde Kararname çıkardı, eski solcular ve komünistler umre yapabilir, diye… Biz de bu kararname ile geldik, deyince Ak sakallı yaşlı bir amcamız sıkı sıkı bana sarıldı ve hakkını helal et, dedi. Yanlış tanımışız seni, dedi.
 

SORU: Öncelikle benim ile ilgili söylemiş olduğunuz güzel sözlerden dolayı çok teşekkür ederim. Gurur duyduğum ve hayatı başarılarla geçmiş bir bilim insanın bu güzel sözleri beni duygulandırdı. Röportajımız bitti ama köşelerinizde “Son Söz’ yapıyorsunuz. Son Söz’ü size bırakıyorum.
 

MESUT PARLAK: Yaşar Kemal’in şu sözü Son Söz’üm olsun: İnsan evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar.


RÖPORTAJ: MAHİR TEMUR

Bakmadan Geçme