Malatya'da 'Türkiye-Rusya İlişkileri' masaya yatırıldı.

İnönü üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Osman Ağır, Türk-Rus ilişkilerinde ilerleme olmasına rağmen, bu ilerlemenin politik anlamda olmadığını, daha çok ekonomik ve ticari konuları kapsadığını söyledi.

İnönü üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Osman Ağır, Türk-Rus ilişkilerinde ilerleme olmasına rağmen, bu ilerlemenin politik anlamda olmadığını, daha çok ekonomik ve ticari konuları kapsadığını söyledi.

Malatya İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Naim Akman Konferans Salonu’nda düzenlenen “Türkiye-Rusya İlişkileri” konulu konferans düzenlendi. Konferansa, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Karabulut, Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Gökhan Tuncel, Fakülte Sekreteri Mehmet Ali Yoloğlu, Dr. Öğr. Üyesi Işıl Arpacı, Araştırma Görevlileri Fadime Kar Akyol, Zekeriyya Akdağ ve Umut Turgut Yıldırım, idari ve akademik personel ile öğrenciler katıldı. Konferansın konuşmacısı Siyaset ve Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Osman Ağır, Rusya’nın tarih boyunca etki alanlarının çakışmasından dolayı rekabetçi bir zeminde gelişme gösterdiğini belirterek, “İşbirliği ve ittifakların egemen olduğu dönemler oldukça sınırlıdır. Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle yıkılan Osmanlı Devleti ve Çarlık Rusya dönemindeki rekabetçi ilişkilerin yerini Türk ve Sovyet Cumhuriyetlerinin kurulmasıyla birlikte bir süre dayanışma ve işbirliğini esas alan ilişkiler almıştır. İkinci Dünya Savaşı’nı kapsayan bu dönemde sömürgeci Batı emperyalizmine karşı her iki ülke iç gelişmelerine ağırlık vermiş ve uluslararası mücadelelerin dışında kalmaya çalışmışlardır" dedi. Dr. Öğr. Üyesi Ağır, soğuk savaş döneminde Türk-Rus ilişkilerinin, büyük ölçüde Batı ittifakının, özellikle ittifak lideri ABD’nin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ile ilişkilerine bağlı bir seyir izlediğini vurgulayarak, "1990’lı yılların başlangıcında Sovyetler Birliği’nin dağılması ile birlikte Türk-Rus ilişkileri canlı bir döneme girmiştir. Bu yeni dönem, şimdiye kadar yaşananın ötesinde çok dostane ve sıcak bir atmosferde başlamıştır. Geçmişte 1960’lı yıllardan itibaren Sovyetler Birliği’nin Türkiye’ye yaptığı gibi bu defa da Ankara ve Moskova’ya karşı yakınlık göstermiştir" ifadelerini kullandı.

"Türk-Rus ilişkileri genelde ticaridir"

Dr. Öğr. Üyesi Ağır, 1990’lı yıllardan sonraki süreçte Türk-Rus ilişkilerinde ilerleme olmasına rağmen, bu ilerlemenin politik anlamda olmadığını daha çok ekonomik ve ticari konuları kapsadığını söyledi. Türkiye ve Rusya ilişkileri hakkındaki yaygın kanaatin dayanaksız olduğuna parmak basan Dr. Öğr. Üyesi Ağır, “Türkiye-Rusya ilişkilerini, rekabet ve savaşlar dönemleri olarak ele alabiliriz. Dolayısıyla iki ülke arasında stratejik işbirliği kurulabilmesi zordur. Yaygın kanaat, tarihte çok sorunlu ilişkilere sahip birçok ülkenin, bugün ileri düzeyde stratejik işbirlikleri geliştirebilmiş olmaları göz önüne alındığında, dayanıksız olduğu söylenebilir" diye konuştu.

Konferans, soru cevap bölümüyle sona erdi.

Bakmadan Geçme