Grip zatürreye dönüşebilir

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür İnce, ağır geçen grip hastalığının zatürreye ortam hazırladığını, vücudu aşırı ölçüde zayıf düşüren hastalıkların seyri sırasında da zatürrenin ortaya çıkabildiğini söyledi.

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür İnce, ağır geçen grip hastalığının zatürreye ortam hazırladığını, vücudu aşırı ölçüde zayıf düşüren hastalıkların seyri sırasında da zatürrenin ortaya çıkabildiğini söyledi.

Medicana Samsun Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Özgür İnce gribin önemli komplikasyonlarından zatürre konusunda bilgi verdi. Dr. Özgür İnce, “Bazı bakteri, virüs ve mantarlar akciğer dokusu iltihabına neden olarak zatürrenin ortaya çıkmasına sebep olur. Dünyada ve Türkiye’de en çok rastlanan pnömoniler, pnömokok denen bakterilere bağlı gelişir. Sonbahar ve kış aylarında ise grip virüsüne bağlı olarak veya gribe eklenen bakterilerle ağır zatürre tabloları ortaya çıkabilmektedir” dedi.

Zatürre neden ortaya çıkar?

Dr. İnce, şu bilgileri verdi: “Zatürre, akciğer dokusunun iltihaplanması şeklinde ortaya çıkan, eşlik eden başka bir hastalığı olmayan hastalarda günlük yaşamı sırasında görülebilen, kronik bir rahatsızlık sahibi olan kişilerde daha ağır bir şekilde seyreden ve zaman zaman ölümle sonuçlanabilen ateşli bir hastalıktır. Bu hastalıkta akciğerlerde bulunan hava kesecikleri iltihaplı bir sıvıyla dolduğundan akciğerlerin görevi olan oksijen alışveriş işlevi bozulur ve bu nedenle kanda oksijen düzeyi azalır. İltihaplanmaya virüs, bakteri veya mantar gibi mikroorganizmalar neden olur. Ağır geçen grip hastalığı zatüreye ortam hazırlar, vücudu aşırı ölçüde zayıf düşüren hastalıkların seyri sırasında da zatürre ortaya çıkar.”

Bulaşıcı mıdır?

Zatürreye neden olan bu mikropların kişiden kişiye, yakın temas sonucu bulaştığını belirten Dr. Özgür İnce, “Hastalığın sağlıklı kişilere bulaşması, öksürük, aksırık ya da hasta kişilerin konuşması sırasında havaya yayılan damlacıkların doğrudan solunması yoluyla gerçekleşir. Kalabalık yerler, kapalı alanlar, insanların toplu hâlde yaşadığı okullar, askeriye ve yurtlar zatürrenin bulaşma olasılığının fazla olduğu yerlerdir. Alkol, uyuşturucu maddeler, sigara ve kötü hayat şartları, ağır grip zemin hazırlayan etmenlerdendir. Pnömonide şikayetler etken mikroorganizmanın türüne göre değişiklikler gösterir. Bakteriyel pnömonilerde genellikle ateş, üşüme ve titreme ile başlar ve gittikçe yükselir. Öksürük başlangıçta kuru vasıftadır. Ancak daha sonra öksürükle beraber iltihaplı balgam da görülür. Yan ağrısı, akciğer zarlarının tahrişi sonucu meydana gelebilir ve öksürmekle, nefes alıp vermekle ağrıda artış olur. Hastalığın yaygınlık derecesine göre hastalarda nefes darlığı ve el, ayak ve dudaklarda morarmalar görülebilir. Halsizlik, iştahsızlık, kırgınlık gibi genel şikayetler sıklıkla hastalığa eşlik eder” diye konuştu.

Tedavisi nedir?

Tedavi hakkında bilgi veren Dr. Özgür İnce, “Tedavide antibiyotikler, gerekirse antiviral ajanlar, ateş düşürücüler kullanılması, oksijen alınması, su kaybını karşılayacak ölçüde sıvı alınması, yatak istirahati, bol vitaminli ve yüksek kalorili diyet ile hastanın çok iyi beslenmesi gerekir. Pnömoni yani zatürrenin teşhisi hastanın şikâyetleri ve doktor muayenesi ile konulabilir. Akciğerden gelen tipik sesler hastalığın en önemli belirtisidir. Bunun yanı sıra akciğer görüntüleme yöntemleri ve vücutta enfeksiyon varlığını gösteren kan tetkikleri de kesin tanının konulmasında etkilidir. Bazı durumlarda ise balgam ve idrar tetkiki, tomografi, bronkoskopi denilen hava yollarını kamerayla görüntülenmesi yöntemleri de hastaya uygulanabilir. Gelişen birçok tedavi yöntemine, yoğun bakım imkanlarının olumlu şekilde artmasına, hastalıklara göre geliştirilen antibiyotiklere ve diğer ilaçlara rağmen pnömoni hala yaşamı tehdit eden önemli bir halk sorunudur” şeklinde konuştu.

Düşmeyen ateşe dikkat

Zatürreye yakalanmış hastaların önemli bir bölümünün hastaneye yatırılmadan ayakta tedavi edilebildiği bilgisini veren İnce, “Uygun antibiyotikler ile 48-72 saat içerisinde genel durumu düzelen, şikâyetleri gerileyen ve ateşi düşen hastalar tedavilerine güvenle devam edebilirler. Ancak ilk 72 saatte antibiyotiklerle ateşi düşmeyen, genel durumunda bir düzelme sağlanamayan hastaların gecikmeden yeniden doktora başvurması gerekir ve takip edilmesi gerekebilir. Genellikle küçük çocuklar ve yaşlıların, evde bakım ve tedavisi yapılamayan hastaların, kalp hastalığı, kanser, böbrek yetmezliği, diyabet, KOAH, astım hastalıkları olan kişilerin hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekebilmektedir. Zatürre tedavisinde 5-7 günlük antibiyotik tedavisi genellikle yeterlidir. Bu nedenle haftalarca süren antibiyotiklerin bilinçsizce kullanılmasından kaçınılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme